Hazırlık Yap Baki Yurda Hazırlık!
Kalmak için gelmedik bu aleme
Hazırlık yap, asıl yurda hazırlık!
Duçar kalmak istemezsen eleme
Hazırlık yap, baki yurda hazırlık!
Sakın ola, alıp işi şakaya
Lakayt kalma, Rabbin ile likaya!
Sevk olmadan, fani handan bekaya
Hazırlık yap, lika için hazırlık!
Yoktur asla, bu dünyada bir kalan
Öyle zira, kaderdeki hak plan
Sınav bitip, terk olmadan şu alan
Hazırlık yap, ahret için hazırlık!
İstiyorsan, cennet denen mekânı
Kurtar hemen, kör şeytandan yakanı!
Hesap günü, yaşanmadan şok anı
Hazırlık yap, o gün için hazırlık!
Melek-i mevt, haber vermez gelirken!
Unvan sormaz, asla canın alırken!
Azap çekmek istemezsen ölürken
Hazırlık yap, o an için hazırlık!
Melekleri, apansızın görmeden
Onlar seni, arka üstü sermeden
Gelenlere, emaneti vermeden
Hazırlık yap, o an için hazırlık!
Boğulup da malda, mülkte parada
Hiç kaynatma, kulluğunu arada!
Sorgu sual, başlamadan orada
Hazırlık yap, ora için hazırlık!
El-hasılı, o ülkeye göçmeden
Görevliler, defterini açmadan
Yüce Rabbin, mücrimleri seçmeden
Hazırlık yap, yargın için hazırlık!
Hep ellere, anlatıp da sen dini
Sakın ola, ihmal etme kendini!
Ayet, hadis, yaşayarak son dini
Hazırlık yap, Cihat sen de hazırlık!
Cihat ŞAHİN
29.12.2024-İZMİR
Cihat Şahin
Kayıt Tarihi : 29.12.2024 06:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Eski bir piskopatın sözüne itibar edermisiniz bilmiyorum.Niyetim nefsinizi okşamak değil, çalışmalarınız bu alanda bir çok Ünlü diye
adlandırılan şairin şiirlerini ezip geçecek tarzda,
Amma lakin belki amatör gözüyle bakmamdandır, çalışmalarınızda bir eksiklik var gibi.
Sanki ortada güzel bir beden var ama ruh yok.
Yada kıp kırmızı canlı bir Gül ama koku yok.
RABBİM bir şey hariç adem atamıza verdiğini azazilede vermişti Adem atamızda olupta ibliste olmuyan şey zannersem sizdede yok, eğer olsaydı yazmış olduğunuz bu şiirler bir Yunus Emre , bir Mevlana ks. gibi gönüllere damga vururdu.
Bu garib kardeşiniz o şeyi senelerdir aradığı halde bulamadı.
Sizin hayat tecrübeniz heybenizden taşıyor ,acizane bir tavsiye o şeyi bulup yanınıza alırsanız hiçbir hazırlığa gerek kalmaz.
Söylediklrimiz ne eleştiri nede yorumdur,
Gönül dilimizin pervasızlığına verin...
Vesselâm vel ikram...
Ve aleyküm selam ve rahmetullah garib kul.
Evvela: Biz yazdıklarımızı halk takdir etsin ve bol bol beğeni bıraksın diye yazmıyoruz. Bizim tek gayemiz, Hak Teala hazretlerinin son hak kitabındaki emir ve yasakları manzum bir şekle sokarak halka tebliğ etmektir. Yani ilim sahibi olan her mü'mine farz olan, emr-i bir ma'ruf ve nehy-i anil münkeri ifa etmektir. Bu görevi ifa ederken ölçümüzü "Şuara/Şairler" suresinin son yedi ayetinden ve Resulullah-s.a.v-'in meşhur dört şairinden almaya gayret ediyoruz. Dolayısıyla da yazdıklarımızda dinde yasak olan mübalağadan/abartıdan azami derecede içtinap etmeye de çalışıyoruz. Malum, Kur'an'da şiir tarzında yazılmıştır ama hiç bir şairin sözüne benzemez. Çünkü baştan sona kadar hak ve hakikatin beyanıdır. İçinde ne mübalağa ne de yalan bir ifade vardır. Sair şairler ise, yalanın mukaddimesi olan mübalağadan asla çekinmezler. Dolayısı ile de, bu tarz cahil ve gafillerin çok hoşuna gider.
Adem Nebi, bir beşerdi ve aynı zamanda peygamberlik görevi de tevdi edilmişti. Onun için ona dünyadaki ve kainattaki tüm eyşaların isimleri öğretilmişti. Azazil diye bir varlık yoktur. Şeytan vardır ve onun bir unvanı da iblistir. Azazil ismini tarikatçılar uydurmuştur. Şeytan, kendisine verilen kabiliyeti, kibrine kurban etmiş ve ebediyen lanetlenmeyi hak etmiştir. Adem atamı ise, işlediği cürmü itiraf edip Allah'ın takdirine boyun eğip affını istirham etmiştir. Aradaki fark, kibir ve tevazu farkıdır.
Mevlana dediğiniz, Celaleddin er-Rumi ve aynı sapık görüşleri yani vahdet el-vücut felsefesini savunan Yunus Emre denen derviş, Muvahhit ve Müstakim olmak isteyen gerçek bir mü'mine asla örnek olamaz. Çünkü o zatlar ve bilhassa da er-Rumi denen Moğol ajanı, Mesnevisindeki kendi beyanlarından ve grçek hayatını anlatan tarihçilerden öğrendiğimiz kadarıyla, hem sapık hem, ajan, hem müfteri, hem zalim ve gaddar bir yaratıktır. Kendi öz oğlunu bile Kafir Moğollarla savaştı diye cesedini yaktıran bir nadandır. Biz ne onu ne de onun sapık felsefesini taşıyan ve kendisini -haşa- Allah'ın cüzü (küçük bir ilah) Yunus denen nadanı örnek alırız. Bizim örnek alacağımı sadece Kur'an ve hayatını ona ayna yapan Muhammed-s.a.v-'i örnek alırız. Kur'ani ve Nebevi ilme vakıf olmayan cahil halkın alkışına ve teveccühüne asla ihtiyacımız yoktur. Size de aynı şekilde davranmanızı ve yalan yanlış ifadelerin sihrinden uzak durmanızı tavsiye ederim vesselam.
TÜM YORUMLAR (2)