Kim bilir bilmediğimiz hangi köyün,ilçenin,ve şehrin ne çeşit sıkıntıları vardır şimdi.
Ki vardır.. Biz bilmeden ,bilsek de sesimizi duyuramadan,duyursak da değişmesini istemeyen ya da isteyip de gücü yetmeyen
,katlanmak zorunda kalan...
Öylece ceset gibi,bilerek,isteyerek,bizzat kendileri ya da mahrum bırakılarak terk edilmenin ne şiddettli bir yıkım oluşunu böyle yaşamak zorunda oluşunu,oluşlarını,
Kim bilir bilmeden nasıl yaşıyoruz,böyle sanki her şey yerli yerindeymiş gibi,her şey doğal
Ve normalmiş gibi,nasıl tükendiğimizi görmeden,duymadan,dilsiz kalmışız gibi,yaşamak utançların zirvesi değil de nedir burada?
Bu kadar gözün,kulağın,dilin,aklın,ruhun,benlğin,o güzelim duyguların,hakların ve hakkın sanki cezasıymış gibi,niçin oyunların,cahilliklerin,biliçsizliklerin
Ve kötülüklerin kurbanı olması için göz yumulur,kulak sağırlaşır,dil susar ki?
'Yokluk kapıya gelmeden,sağlık uçup gitmeden,yaşam seni terk etmeden, bil ki sen de varsın,onlar da var...'
Meral Meri/Haziran Kağıtları /Bilinç
Meral MeriKayıt Tarihi : 31.7.2017 02:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!