Yüreğimin tülbentlerine gönder aşkın hicaz sepkenini, birikir damla olur
Her damla buluşur bir menzilde, kendi gövdesini yeşertecek yolu bulur
Rüzgâr kendi ıslığına tutunarak çöller aşar, mevsimler bundan yorgundur
Karşılıksız bir bekleyiştir aşk, gün gelir kendi gölgesinin girdabında boğulur
Suskumun kalibresinden yılların hüznü fırladıkça ne kendime kırık, ne de aşka yıkık bir dal oluşumdandır. Gönlümün hanedanlığına her mevsim göçmen kuşlar uçup geldiler ve kondular yüreğimin sulaklarına. Aşk yalan bir kurşunun iziydi, söküldüm kendi dikişlerimin soylu atölyelerinde. Gecenin yeliyle, ruhumun tükenmez sevileriyle ve yorgun gövdemin cana can katan sevileriyle o göçmen kuşlar vakti saati gelince yine aynı serpintilerle kalktılar nehirlerimden, göllerimden ve sevda denizlerimden.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.