Geceler hüzünden bir deniz şimdi,
Dalgalar sensizliğe çarpa çarpa…
Ay ışığı yetim, rüzgâr perişan,
Adını fısıldar her sokak, usulca bana.
Yalnızlık çöküyor yüreğime,
Sen benden geçerken, ben sana yeni gelmiştim,
Senin veda ettiğin yerde, ben “merhaba” demiştim.
Bir adım geç kaldım belki de hayata,
Ama her şeyi kalbimle sevmiştim…
En çok da seni.
Sensizken ömrümden gün eksiliyor,
Her gece canımdan can eksiliyor.
Yüreğim yangında, kül eksiliyor,
Savrulmuş rüzgâra döndüm, bilemem.
Açılmaz kapılar, yollar kördüğüm,
Bu dünya dedikleri bir garip hanmış,
Geleni ağlatır, gideni yormazmış.
Nice beyler geçmiş, nicesi sultanmış,
Mezara sığmayan tahtını sormaz.
Mal mülk dediklerin yalandan ibret,
Ben seni aşkın en kara yerinde,
Mecnun’dan da öte, çölde, derinde.
Kerem gibi yandım közün elinde,
Ölümüne sevdim, bilmedin gitti.
Leyla olamadın, Aslı düş oldu,
Seni aradım baktığım bütün gözlerde,
Dediğim, diyemediğim nice sözlerde.
Sesini duydum esen rüzgârın dilinde,
Bir umut gibi saklıydın her birinde.
Gölgeni gördüm düşen akşam ışığında,
Seni sevmek, gözlerinde kaybolmak gibi,
Yeşil bir denizde boğulmak gibi,
Bir yağmurun altında, sırılsıklam kalıp,
Üşümek, ama yine de vazgeçmemek gibi.
Seni sevmek, hiç yorulmadan yürümek,
Sessiz duvarlarla konuştum yine,
Sığmaz oldum artık bu dar bedene.
Ölüm mü çağırır, düşler mi sence ne?
Yaşasam mı, ölsem mi, bilemedim.
Gözlerim karardı, dünya kör oldu,
Dilimde mühür, yüreğimde kor,
Sana varamayan yolları gelde hayra yor.
Gözlerin bir uçurum, düşsem dibe
Tutulmuşum bir rüzgâra,kanadım kırık gitmem zor.
Hecelerimde saklı adının tınısı,
Söz inci misali, düşer de parlar,
Anlayan gönülde kök salar, güller açar
Cahile anlatsan, olan güller de solar,
Göz görmez olursa, ışık neye yarar?
Bir pınar misali, akar da çağlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!