Geniş kanatları ufka açılmış loş bir zamandır hazan
Bahtiyar bir aşkı içime dolduran andır şimdi zaman
Gazellerin rengine boyanmış doğal hüzündür talan
Hazanda hiç bir yere sığmayan gölgeler içindeyim
Belki benden çok uzaklarda yaşıyor benim sevdiğim.
Ne geceye sığar ne de mazinin hatıralarına sığar
Karanlık mahzenlerine sığmayan dalgın hatıralarımız
Mahzun bir çocuk görsem kuytu bir köşede ağlayan
Billahi derinden sızlar aşkımın merhamet duyguları
Sonra seni düşünür bir kenarda uzun uzun ağlarım
Soğuk güz gecelerinde yalnızlığımda ben sana sığınırım
Hep ben seni özlüyorum kalbimin kanayan yürek sızımda
Fersiz ve mecalsiz gazellere senden hatıra diye bakarken
Bana aşkı anlatır kudretin hüzünlü hazan akşamlarında
Senden uzaklarda hicrana batan güneşin kızıllığı yanar
Sanma ki buralarda ben sensiz derbeder ve yalnızım
Sen varsın bu han diyarı dünyanın kalbinin tam ortasında
Elbette senin zerrende gizlidir benim mahcup aşk duygularım
Hazanın yok oluş akşamının var oluş baharının tam sabahında.
Seni düşündükçe Kazdağlarının solgun hazan gizeminde
Her rengini içime akıtıyorum sessizce için için ağlarken
Sessizliğin sesinde sen varsın anlatamam kimseye
Bunu ezelden beri ruhumda hissederek zaten biliyorum
Öyle bir duygusun ki sen temaşa ettiğim hazanın ruhunda
Coşkusu evreni kaplar sana olan sevdamın aşk tutkusu
Seni hissetmeyenlere bakıp gerçekten inan ki acıyorum
Hazanda zaman senin idrakinin anlamını anlatır bana
Hem bana nasılda anlatır ah hatırası bende saklı sevdanı
Solmayan yok olmayan sensin kainatın tüm katmanlarında
Tek Kazdağlarında hazana yenik düşmeyen senin ruhundur
Sadece sensin, şen şakrak yaz neşesi yeşilliğinde huzurum
Ben bu gerçekleri içimde yaşadıkça seni daha iyi anlıyorum
Sana olan sevdamın aşk kitabında ben hep seni okuyorum .
Yıllar yılı Kazdağlarının özgün gezginleri olarak bizler
Bir yıldır, bırakın dağlara gitmeyi, evden çıkamaz olduk
İnanın en yakınlarımızdan bile adeta bizler kaçar olduk
Hapsettik kendimizi uğultusu ve hüznü bizi boğan kentin
Beton yığını konutlarının duygusuz loş pandemi odalarına
Üzgünüm, bugün Avunya'lı Binzet hocam da olmuş korona
Dostlarımızı haberdar ettim acılarımızı paylaşalım diye
Kazdağları gezginleri can dostlarım diyorlar ki bana;
Hocam ne zaman gideceğiz bin pınar cennet Kazdağlarına
Dedim ki; Bin pınar dağları dostları olarak bu güne kadar
Görmedik dünyada insanları telef eden böyle acı manzara
Bu günlerde geçer dostlar dünya kavuşur inşallah huzura.
Pandemi hazanında insanlar çaresizlik içinde yaşarken
Hala bazı insanların seni hissetmeden yaşadıklarını gördüm
Hazan yangınlarıyla ağlayan semaya el eden deli gönlüm
Kurumuş nehirlerin çırpınışına bel ki sensiz ben kördüm
Eylülde yengeç dönencesine veda ederken hazanda zaman
Göçmen kuşlarda terk etti beni artık çok hüzünlüdür hazan
Beni daha fazla ağlatmayın hazanın gazel olmuş yaprakları
Gecenin rengi aşkımı örttüğü kederli uzun hazan gecelerinde
Ben senin aşkınla yaşıyorum çok evvelki zamandan beridir
Sonsuzluğun sonuna uçtum seni kalbimin kanatlarına alarak
Her hazan geldiğinde bil ki sen varsın hep mutlu günlerimde
Ben yalnızlığımı senin mücerret bakışlarına mahpus edip
Aşkımın sonsuz özgürlüğünü ararım senin menekşe gözlerinde.
Kasım 2020
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 18.12.2020 01:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!