Yüksek bir tepeden bakıyorum sessiz sessiz
Mahzun mahzun süzülüyor sevda sandalları.
Bu koyda senden bir haber yok, ne gölge, ne iz
Mevsim hazan, yapraklar terk ediyor dalları.
Hayat, bir süre daha oyalayacak sensiz,
Yaslandığım son duvar da yıkılana kadar.
Her vefasızlık, ölümcül bir darbedir kefensiz,
Ve direneceğim, son kurşun sıkılana kadar.
Kırıldıkça her hücremden bir ah yükselecek,
İnadına gülümseyecek eylül güllerim.
Saklanan umut elbet bir sabah tüllenecek,
Zümrüd-ü ankaya ilham verecek küllerim.
Hicran, barındırır en muamma sevdaları,
Sabır, tutunduğum en kavi daldır bilesin.
Hep üzerime gelse de özlem dalgaları,
Varlığın ruhumu yüzdüren saldır bilesin.
Sürgün şairini dinleyen martılar yaslı,
Mehtap için gün sayıyor kederli geceler.
Daha fazla sararmadan gel, ey hilal kaşlı!
Hazan seni fısıldar, dilim seni heceler…
12.09.2014
Muhittin AlacaKayıt Tarihi : 12.9.2014 16:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

O kadar hayret ettim ki var mıdır sırrını bilen
N asıl bir yürekmiş böyle ölümüne sevebilen
U nutmadan yıllar yılı ne kadar şanslı sevilen
R ayihası burcu burcu eşsiz bir aşk hikâyesi
Onur BİLGE
GÜNE, MUHTEŞEM FAKAT AYNI “ŞİİR” TEKRAR GETİRİLMİŞ
.
Olsun diyorum da…
2014’te de “Günün Şiiri” seçilmiş.
Ben de kendimce yorumumu yapmışım zaten.
Aynı şiir yerine Muhittin Beyin diğer şiirlerinden biri getirilebilirdi.
.
Takdirim elbette ki şiirin şairine. Değerli Muhittin Alaca Beye.
Var ol kardeşim, daim ol.
Şairliğini takdir ediyor ve zatınızı bütün kalbimle, en içten duygu ve takdirlerimle kutluyorum.
.
“ŞİİR” oldukça oturaklı.
Anlamca, şekilce ve ahenkçe gayet güzel.
14’lü hece ölçüsüyle yazıldığı aşikâr.
Uyakları da gayet yerinde.
Sadece 2. dörtlüğün 3. ve 4. dizeleri neden 15 heceli?
3. dizeden ya “bir” kelimesi veya “darbedir” kelimesindeki “-dir” eki kaldırılırsa;
4. dizedeki “Ve” kelimesi (bağlacı) çıkarılırsa hece fazlalığı kalmaz.
…
Anlamca hiçbir eksiklik yok. Muhteşem bir anlam güzelliği ve bütünlüğü var. Dizelerin anlamca akışı, uyumu ve bağlanışı da harika.
Konu, bir bütünlük içinde çok güzel işlenmiş.
Yaşanılan duyguyu çok etkili yansıtmışsınız.
Daha ne diyelim…
…
Not:
Şiir bir ilim dalı değildir.
Şiir, duygu işidir. Hissetme ve hissettiklerini kısa, öz ve anlamlıca, estetik bir güzellik içinde ifade edebilme sınatırdır.
Her şiir, sadece dini konularda yahut bilgi ve öğüt vermek amacıyla yazılmaz. Sadece yermek (hiciv) için de yazılmaz.
O kadar çok şiir çeşidi var ki…
Halk edebiyatında bile işlenilen konulara göre, hatta şiire nasıl başlandığına (hitaba) göre veya hece çeşidine yahut üçlük, dörtlük, bent oluşlarına göre şiirlerin isimlendirildiğini unutmamak gerekir.
Bir de illa Arapça kelime olacak diye bir kural hiç yok. Yabancı kelimelerin Türkçe karşılıkları var ise öncelik Türkçe’de olmalı derim.
Milli Edebiyat akımı şairlerinin tercihi de bu yöndedir. Cumhuriyet sonrası da aynı.
Kaldı ki, yüz yıllar boyunca halk ozanlarımızın, halk şairlerimizin tercihi zaten hep Türkçe olmuştur.
Şairce yola devam Muhittin Bey Öğretmenim.
Haydi, biz de “muhabbetlerimle” diyelim, sevgi ve saygılarımızı iletelim.
Hikmet Çiftçi
22 Eylül 2023
"Sevda", Yeni dilde ve lisan-ı tıp'ta adına "Melankoli" denilen çok tehlikeli bir akıl ve ruh hastalığının eski dildeki adıdır ki, daha ziyade "Kara sevda" diye isimlendirilir. Onun yerine, fıtri, makul, meşru ve sıhhatli bir sevme türü olan "Hub" ve "Muhabbet"i yeğlemek herkes için daha hayırlıdır. Kimileri bu "Sevda" tabirinin gerçek manasını bilmediği için onu, samimi ve candan sevmek manasına kullansa da, bu asla doğru bir tercih değildir. Çünkü dini, ilmi ve tıbbi veriler keyfe göre ve devre göre evrime uğratılamaz.
"Zümrüd-ü Anka", bir masal kuşudur. Yani aslı astarı olmayan uydurulmuş bir şeydir. Şuur'un mümessillerinden olması gereken şairlerin bu gibi yalan yanlış şeyleri, şiirlerinde malzeme olarak kullanıp, onu halka gerçekmiş gibi takdim etmesi, çok yanlıştır. Çünkü bir mü'min şakayla da olsa asla yalan söylememelidir ki bu hakikat hem Şuara suresinin son beş ayetinde dile getirilir hem de Resululluh-s.a.v-'in bir çok hadislerine ortaya konur. Netice olarak Muhiddin beye ve diğer arkadaşlara acizane fakirane ama halisane tavsiyem, bir kaç ilim irfan ve lügat bilmezden beğeni alacağım diye, yalan yanlış şeylere imza atmamaları ve hesap yurduna göçtüğümüz zaman bizleri cehenneme attıracak veballi amellere imza atmamalarıdır.
Hayırlı çalışmalar dilerim.
Ve direneceğim, son kurşun sıkılana kadar.
Direnmek o kadar da kolay değil başa gelen çekiliyor
Bu dizeler benim için anlamlı idi tebrik ederim saygılar
TÜM YORUMLAR (14)