Rengarenk çeşit çeşit, buram buram kokulu,
Fani alem boş değil, imtahanlık okulu...
Siz bu faninin süsü; Adem Mevla´nın kulu,
Hoş kokular menbaı, ol hazan çiçekleri.
Hazan çiçeği konmuş, adına bilmem neden?
Boş avare gezip de, zamanı israf eden,
Dön Hakkın divanına, dünya sonu gelmeden,
Bak yine bahar geldi, aç hazan çiçekleri.
Viran kalan ol evler, kimi boş figan iller,
Kılıçtan daha keskin, kılıç çektiren diller,
Ebrehe gururunu, yok eden şanlı filler,
Burunlarda gözlerde, hoş hazan çiçekleri.
Esen yeller,göçen kuşlar; ses etmezler neden?
Oysa hedefler belli, gitseler de her yerden,
Kimi hoş telden çalar, kimi başka tellerden,
Sen hoş gönüllerdesin, kal hazan çiçekleri.
Ey yer yüzünün süsü, gönüllerin köprüsü!
Aşıklar diyarına, giden kervan sürüsü...
Dünyaya ağlayarak gelen insan yavrusu,
Göçerken aynı halde, gül hazan çiçekleri.
Kalemin yazmaz oldu, epeydir naçar ozan,
Sam yelinden sakınma, karayel esip tozan,
İşlenmeyen arazi, sonunda olur hozan,
Yeşillikler içinde, dol hazan çiçekleri.
Hayat bir merdiven ya, basamaklarla çıkar,
Kimi zirveye çikar, kimini hemen yakar...
Dünya çarkında döner, hayat sonsuza akar,
Sonsuzluk diyarında, dur hazan çiçekleri.
Gönüllerin bağrında, sevgiler kucağında,
Haşarat misali yem, örümceğin ağında,
Ol Kiramen Katibin,solunda ve sağında,
Gönüllere tahtın kur, sev hazan çiçekleri.
Sedat sen hüzünlenme! hakikat diyarında,
Gümüş sikke olur mu? altının ayarında...
Bu günün hatırası, zuhur etmez yarında,
Ay gibi güneş gibi, çık hazan çiçekleri
(Borçka:2010
Kayıt Tarihi : 26.6.2010 23:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!