Hayvanları Koruma Günü Dört Ekim KARA KE ...

Nazır Çiftçi
207

ŞİİR


76

TAKİPÇİ

Evimizden birkaç kilometre uzakta
Şehrin batısında yol kenarında
Yüz yıldan beri bir çeşme akmakta
Taşlar arasında kedi yatmakta.

Çağırdım, ümitle yanıma geldi
Okşadım sevdim, miyavladı güldü.

Tamamını Oku
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi 04.10.2017 - 12:53

    ARAMIZDAKİ KARA KEDİ

    Güne düşen, günün anlam ve önemine uygun şiiri ve şairini gönülden kutluyorum.
    Seçici Kurul’a da hem gündemi takip ettiklerinden, hem güne uygun güzel bir şiir getirdiklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

    *
    Bilindiği üzere, yaratılış sırası şöyle tecelli etmiştir.
    Cemadat (cansız varlıklar; toprak, dağ – taş…), nebatat (bitkiler, ağaçlar…) ve hayvanat (önce hayvanlar ve sonrasında insan).

    En son insan dediğimiz, insan bildiğimiz bizler yaratılmışız. Bunun mutlaka bir sebebi olmalı. Kısaca söylemek gerekirse, en başından beri insan varlığı, yaratılışı için zemin hazırlanmış, insanın ihtiyaç duyabileceği ortam ve şartlar hazırlanmıştır.
    Tasavvufi açıdan bakarsak, insan Allah’ın bir yansımasından ibarettir.
    Farklı bir söyleyişle, “yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevmek” gerektiğidir.
    *
    Kısa bir alıntıyla düşündüklerimizi pekiştirelim ve sonrasında şiire dönelim.

    ALINTI:
    “Dünya ve içindekilerin yaratılması konusunda Peygamber Efendimiz (sav) şu sırayı bildirmektedir:
    "Toprak, dağlar, ağaçlar, hayvanlar, mekruhlar, nur ve Hz. Adem (as)" (Müslim, Sıfatu'l-Kıyâme 27, (2789).

    Âyet-i kerimedeki arzın insanlar için bir beşik kılınması (Tâhâ, 20/53) benzetmesini bu hadisin açıkladığını söyleyebiliriz. Zîra, beşik önceden bebek için, onun büyümesine uygun şekilde hazırlanır.
    Dağların yaratılması ağaç ve bitkilere zemin hazırlamıştır. Bitkiler hayvanların yaratılmasına, bitki ve hayvanların varlığı insanların gelmesine zemin hazırlamıştır. İnsan hayatı bunların varlığına bağlıdır. Bazı âlimler, Allah'ın her şeyi bir anda yaratabilecek güçte olmasına rağmen kademeli olarak yaratmış olması, mahlûkatına itinalı ve sağlam adım atma dersini vermek içindir" diye yorumlamışlardır. (Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte 6/383)”

    *
    Bir de şu açıdan bakalım.
    “Mal sahibi, mülk sahibi
    Hani bunun ilk sahibi?”

    Yaratılış sırasına bakarsak taşın toprağın; suyun, ummanın; ağacın, ormanın; çimenin, çiçeğin ilk sahibi ‘hayvanat’ âleminin ilk yaratılanları, yani hayvanlardır.
    Mademki nefes alan ve yürüyen ilk canlılar hayvanlardır, mademki insanın yaratılmasına hazırlıktır, o halde neden onları basit, güçsüz, zavallı görürüz?
    Neden hayvanlara dünyamızda yer vermez, onlara eziyet etmekten, onları itlaf etmekten zevk alırız?
    Aynı dünyanın birbirine ihtiyaç duyduğu canlıları değil miyiz?
    Misal; atlar olmasaydı uzakları yakın etmek, filler olmasaydı en ağır yükleri hafif etmek, balıklar olmasaydı ihtiyacımız olan besinleri temin etmek, kediler olmasaydı insana zararlı olabilecek fare türü canlıları bertaraf etmek mümkün olur muydu?
    Kaldı ki, bize zararlı gibi görünen pek çok canlının tabiat için çok özel ve önemli görevleri olduğu apaçık.
    Birinin diğerinin varlığı, yaşaması için yaratıldığı, hayvanların da insanlar için yaratıldığı kadar aşikâr değil mi?

    *
    Her konuda şiir yazılabileceği muhakkak. Lakin hepimiz hayvanları sever, onları sahipleniriz.
    Kan emici, kan dökücü, inançsız, vicdansız, imansız istisnalar hariç elbette.
    Sevmesine severiz de, kaçımız bu konuda şiir yazarız? Sanırım oldukça azdır. Çünkü hayvanların okur-yazarlığı yok. Ama bir kediyi, bir köpeği okşayarak onlar için yazılmış bir şiiri, sevecen ses tonuyla okursak belki insanlardan daha çok zevk alabilirler. Hiç deneyen oldu mu bilmiyorum. Şahsen ben de denemedim.

    İnşallah, hayvanlarla aramıza ‘kara kedi’ girmez.
    Girse bile kara kediyi hayvanlar adına sever, okşarız.
    Dünyamızı paylaşmaktan memnun, mesrur oluruz.

    Şiir konu olarak, işleniş olarak güzel...

    Değerli üstadı gönülden kutluyorum.
    İlhamın daim, kalemin kavi olsun.

    Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.

    Hikmet Çiftçi
    04 Ekim 2017

    Cevap Yaz
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas 04.10.2017 - 11:31

    Günün önem ve anlamını anlatan güzel şiirinizi gönülden tebrik ederim. başarılarınızın devamını diliyorum.

    Cevap Yaz
  • Bulutsuzluk Özlemi
    Bulutsuzluk Özlemi 04.10.2017 - 11:08

    Güne yakışan şiirinizi ve sizi kutlarım Nazır Bey.

    Saygı ve selamlarımla...

    Cevap Yaz
  • Mine Kul
    Mine Kul 04.10.2017 - 10:47

    Hayvanları Koruma Günü (4 Ekim)

    Günün anlam ve önemine bianen köşesine çok yakışan bir şiir, Değerli Şairini ve şiirini can-ı gönülden kutlar tekrarını dilerim... Bu konudaki hassasiyetlerinden dolayı seçici kurula ayrıca teşekkür ediyorum...

    "Türkiye'de hayvan hakları korunmak için 2004 yılında bir kanun çıkarılmıştır. Bu kanuna göre hayvanlara zarar veren, doğal yaşam haklarını ihlal edenler çeşitli cezalara çarptırılacaklardır. İnsanlar hayvanların birçok özelliklerinden faydalanırlar. Yiyecek, giyecek, güç ve son yıllarda hayvan organlarının insanlara nakli gibi hayati önem taşıyan meselelerde bile sürekli hayvanlardan yararlanırız. Hayvanların insanoğluna bu denli yardımı bulunurken insanların da hayvanlara yardım edip kayıtsız kalmaması gerekir. Hayvanlara işkence etmek, onların haklarını hiçe sayıp kötü davranmak kişiyi bir yere taşımayacağı gibi ağır cezalarla yargılanmasını gerektirir.

    Hayvanlar insanlara hayatlarının her adımında yardımcı olurlar. Örneğin; Belirli bir eğitimden geçmiş köpeklerin, polislere uyuşturucu bulmalarında çok yardımları oluyor. Yine yunusların down-sendromu, depresyon, nevrotik bozukluklar, beyin travması, gecikmiş konuşma gelişimi gibi birçok hastalığa yardımda bulunması onların bize ne kadar yardımcı olduğunu kanıtlar nitelikte.

    Hayvanları korumak, sevmek ve beslemek insan psikolojisine de iyi gelen bir davranıştır. Onlara vereceğiniz bir kap yemekle kendinizi daha da iyi hissedebilirsiniz." Alıntıdır...

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal 04.10.2017 - 10:28

    Hayvanları sevmeyen yüreğin hiçbir canlıyı sevdiğine inanmak mümkün değil... Zira aynı dünyayı paylaşanlarız...
    O zaman bu dünyada en az bizler kadar yaşam hakkına sahip olanların, yaşama haklarına neden saygı duymayı beceremiyoruz...
    Sevmeden geçtik zulmediyor eziyet ediyoruz...
    Oysa sevgi verildiğinde ne sadık dosttur yarendir onlar...

    Güne çok yakışan yüreği kadar kalemi de güzel olan Nazır bey dostumu kutluyorum...
    Bu güzel şiiri güne taşıyan Seçki kuruluna bu titiz çalışmalarından dolayı teşekkür ve Saygılarımı sunuyorum

    Cevap Yaz
  • Ömer Yıldız
    Ömer Yıldız 04.10.2017 - 10:04

    tebrikler yüreğine sağlık saygılar

    Cevap Yaz
  • Alaaddin Uygun
    Alaaddin Uygun 04.10.2017 - 09:21

    günün şiiri ve şairini kutlarım

    Cevap Yaz
  • Nimet Öner
    Nimet Öner 04.10.2017 - 03:16

    Günün şiirini ve şairini kutlar saygılarımı sunarım.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir 04.10.2017 - 00:37

    Duygu yoğunluğu içerisinde, günün anlamına ışık tutan,değerli şeçici kurul üyelerinin de isabetli kararlarıyla böyle bir günde "günün şiiri" seçkisiyle taclandırılan,her yönüyle övgülere layık güzel şiirinizi ve değerli şahsınızı canı gönülden kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum..

    Cevap Yaz
  • Hicran Hep Hicran
    Hicran Hep Hicran 04.10.2017 - 00:18

    Çocukluğuma götürürdü bu şiir beni.
    İlk dörtlük şiirin tamamını okutuyor, anlam ve önemine binaen.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta