Ne çok utanmışımdır kendimden ve insanlığımdan, bir karıncanın çalışkanlığını, bir sincabın iktisatçı yaşamını, zeki, temiz ve son derece hareketli oluşunu ve bir kurdun sadakatini gördükçe.
Oysa yeryüzünde en kalabalık nüfusa sahip olan canlılar, karıncalardır. Her yeni doğan 40 insana karşılık, 700 milyon karınca dünyaya gelir. Son derece iyi “örgütlenmiş” bir düzen içinde, “koloniler” denen topluluklar halinde yaşarlar. Örgütlenmeleri öyle gelişmiş bir düzen içindedir ki, bu açıdan insanlarınkine benzer bir uygarlığa sahip oldukları bile söylenebilir. Ama şu andaki insanlığa baktığımda, karıncaların bizlerden daha üstün bir yaşam tarzını yaratıldıkları zaman diliminden bu yana hâlâ hiç bozmadan devam ettirdiklerini görüyorum.
Karıncalar besinlerini üretip depolarken, yavrularını gözetir, kolonilerini korur ve savaşırlar. Hatta “terzilik” yapıp, “tarım”la uğraşan, “hayvan yetiştiren” koloniler bile vardır. Aralarında çok güçlü bir iletişim ağı bulunan bu hayvanlar, toplumsal örgütlenme ve uzmanlaşma açısından bakıldığında, hiçbir canlı ile kıyaslanamayacak üstünlüktedirler.
İnsanlık tarihi içerisinde geziniyorum ve utançla önüme düşüyor başım. Yazık…
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta