İnsanlık
Neler gördüm neler burada
Gönlüm ferahladı arada
Öğrendim yalanı riyayı
Herkese çektim temennayı
İYaslanmis efeler gibi dağlara
Yaymis kendini engin ovalara
Alisiktir Iskecem sert havalara
Bereket gelecek tarlaya bağlara
Yazı güzel kışı ayaz ve rüzgar
Yağan yağmur ardından
Yavaş yavaş açılan havada
Işık oyunlarından oluşan
Sarılı, kırmızılı, mavili Kehkeşan
Boynu bükük kır çiçeği
Bakma toprağa doğru öyle
Senin de kaderin işte böyle
Ararsın toprakta su denen içeceği
İhtiyacın yoktur bahçıvana
Alışmışız her kesime höşt demeye
Onun bunun hakkını gasp etmeye
Görmeyiz gözümüzdeki süveni
Dert olur bize başkalarının çeperi
Sanki doğruları bilen sadece biziz
Kar yağar lapa lapa etraf bembeyaz
Gündüzü gecesi havalar hep ayaz
İnsanlar pencerelerden hüzünle bakar
Ocaklarda ekseriya fasulye kaynar
İş güç yok yollar karla kaplı
Ey merhum Mehmet Hilmi
Yutmuşsun siyaseti ve ilmi
Bu toplumun geleceğini görmüşsün
Aralarında kopmaz bağları örmüşsün
Sen seksen sene önce otur
Ufacık tefeciktim
Ellerinde bebeciktim
Şefkatle bakardın gözüme
Öpücükler kondururdun yüzüme
Yemedin yedirdin
Titriyor elim ayağım tir tir
Kuşlar gibi yüreğim pır pır
Yaklaşıyor anneler günü
Dünyaya yayılmış ünü
Kutlanıyor her bir kıtada
Dosta Sitem
Tanışmamız iyi başlamıştı
Fakat gelmedi bunun ardı
Tavrın kalbimi haşlamıştı
Belli ki bir nedeni vardı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!