Haylaz kırlangıç mevsimlerinde aşkın polenleriyle uçup gelsem ben yurduna
Özlemler sarsak sabırla biz, ölümüne yaşasak yasak gecelerin terli coşkusunu
Söz unutsa özünü, gül arasa tohumunu ve toprak belese bağrına sonsuzluğunu
Gözyaşlarımızın devasa denizlerinde yıkansa aşk, inkâr etmese sevda yontusunu
Bildik bir yaşam artığıdır bazen umut, tanıdık gülüşlerin raksıyla göğsümüzde korkusuzca sabahlar. Hicaz mutlulukların kelime sabırsızlığıyla örer bir tırtıl ağlarını, bir düğün kıyafeti gibi ipekten sözlerle yan gelip ölümü düşler. Madımak türküler ülküsüdür hayat, o bekleyiş duraklarında kısmetsiz döngülerle birbirini sobeler.
Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Devamını Oku
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.