Elleri nasirli bir çocuktum,
On besinde büyümüş,
Yalana bulaşmış,
Iki yüzlülüğü görmüş,
Kahpeliği yaşamış..
Yapayalniz sokaklarin islakligini tatmis
Yalnizliktan soguga sarilip uyumus insanlara taniklik etmiş,
Sararan yapraklarin altinda isinan kopeklere sahit olmuş,
Yavrusu icin dövüsen kedilere..
Yuzune gülüp arkandan konusanlari görmüş,
Seviyorum deyip, arkadan bicaklayanlari..
Umut verip yari yolda birakanlari,
Güneşi dogdurup, gölge yapanlari!
Sahteligin, hayanin, bos yere sallamanin kokusunu almis,
Pranga gibi ayaga dolananlarin sahteligini gördüm.
Uzuntusunu fondoten ile kapatanlari,
Karanligini kapsonunun golgesine saklayanlari,
Nasirlarini eldivene gizleyenleri gördüm..
Her aydinligin sonunun karanlık olduğunu gördüm,
Gulerken de aglayabilecegini bir insanin..
Icinde kopan firtinalarin ardindan gulebilecegini belki de..
Montuyla usuyenleri, kisa kollu ile yananlari gordum..
Yalanlar ile sevilenleri,
Dogrular ile dovulenleri gördüm..
Insandan siddet goreni, hayvandan sevgi,
Yoklugunda ozleyenleri, varliginda bikanlari gordum..
Gelinligin icinde baskasini anmış,
Gerdekte başkasını duslemis insanlari gördüm.
Namusu bacaklarin arasinda aramış,
Fakat ağzının salyasini silmemis insanlar,
Baskasina camur atmadan,
Kendi eline bakmamis kişiler gördüm.
Her boku gördüm de, bir hayvan kadar insan olduğumuzu göremedim...
Kayıt Tarihi : 16.11.2019 14:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dunyanin sahteligini, heveslerin geciciligini ve insanların maskelerini ele almak istedim.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!