Meçhul sevdaların azmettirdiği yitirilmiş benliğin failiyim.
Gururu aşkla, güveni lafla, yarını ahla değiştiren başarısız bir tüccar...
Öksüz kalan hayallerin peşinden koşan ayağı kırık koşucu; bitiş çizgisi olmayan alanda...
Tavşana yenik düşen aslanın mahcubiyetini giyindim derinlerde bir yerde gizli kalmış, unutulmuş sevinçlerin gücünden mahrum yüreğimin üzerine...
Kimsesiz,çaresiz suskunlukları görev edindim kendime. Zaten çığlıklar atıp içimdekileri kussam ne sussam ne?
Beynimin haykırış ezgileriyle dans ediyorum yanlızlığımla.
Tonlarca yükü taşırcasına ağır ve sancılı saçlarım. Kırık bardağım sanki bir yanımdan umut dolduruyorken bir yerlerden tükeniyor yada tüketiliyor umutlar...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.