HAYIRLI NESİL VER BİZE YA RABBİM
Bozulmaya hazır şimdi nesiller
Bilinmedik tarzda türlü şekiller
Örümcek beyinli bazı fosiller
Hayırlı nesil ver bize YA RABBİM
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bunca güzel dileği ard arda sıralamak ve şiire sığdırmak usta bir kalem işi çok güzel bir şiir okudum kutlarım yüreğinize kaleminize sağlık saygı ve selamlar
Teşekkürler. Sizler gibi güzel yazan şair ve şiirlerinden esinlenerek yazmaya çalışıyorum.
Sizin de kaleminize ve yüreğinize sağlık diliyorum. Selamlar ve saygılar...
Amin....demek en güzeli...zira bu kadar özveri ve iyi dilek ,niyaz edilerek yazılan şiiri okuyunca binlerce kez amin demek lazım..
Zor olanı yazmış ve istemişsin be abiciğim...bozuk süt ve mayadan ne kadar sağlam ürün elde edersin ki...maya bozuldu bir kere...bireylerin çoğunda Allah korkusu ve sevgisi kalmadı...Hırsızlık, arsızlık ,ırz düşmanlığı, haset, kültürsüzlük, gıybet, inkâr, iki yüzlülük, kan akıtma, kamu malını yeme...ne ararsan var yok yok ... o kırılası yolsuzluk yaptıkları ellerine bir defa kitap alıp okuyorlar mı acaba..... sandık da vermiş olduğun oyu bile aşırıyor bunlar.....mezarda ki mevtanın altın dişini bile söken insanların olduğu böyle ülkelere adım başı dört minareli cami yapsan ne olur....yapmasan ne olur...adam eline küçük boy bir Meâli bile almıyor...Kutsal olan vatan görevinden kaçmak için homoseksüel raporu alan bir sürü insan var...o kadar bozuldu ki her şey üç kuruş parası olan askere gitmiyor...fakir olanın suçu ne...haram yiye memesi mi acaba...nerede burada hayır ve hayırlı evlat..
Bunlardan hayırlı evlat bekleyemeyiz abi yine de ALLAH BİLİR...YİNE ÖZÜ SÖZÜ BİR OLAN MÜTEDEYİN DEDİĞİMİZ GÜZEL HUYLU İNSANLARIMIZIN DUALARINI ALLAH KABÜL EYLESİN...NE VAR İSE GÖZÜ GÖNLÜ'' HAK'' DİYEN İNANLARDA VAR..
Allah her aileye ve devlete hayırlı evlat nasip etsin inşallah...
Ellerine sağlık abi sayfalar dolusu yazarımda neyse artık anladın beni...Yarın ulemanın birisi gelir benden daha iyi irdeler konuyu...:))
SAYGILAR SELAMLAR....
Saygıdeğer Ozanım,
Herşeyi açık ve net ortaya koymuşsun, ekleyecek bir şey yok, altına ben de imzamı atıyorum.
Yarın ulemanın birisi gelir benden daha iyi irdeler konuyu...:)) demişsin herkesin ulemâlığı da ukalâlığı da kendine,herkes kendi evlâdına ulemâlık yapsın öyle kolaysa, zaten onların yüzünden şiiri tam kendimizi vererek yazamıyor arada birilerine laf sokuşturuyoruz. Şiirden mısralar zaten gerekeni söylüyor.
*Örümcek beyinli bazı fosiller
*Mum dibine ışık vermiyor gayrı
*Ele verir talkın, ona söylenmez
*Herkese sataşmak akla zarar mı
*Mü'minler ağzına almaz lâneti
Neyse artık anladın sen de beni...:)))
Selamlar ve saygılar üstâdım...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta