Hayıflanma
Tarihimiz şanla dolu, düşman belli dost belliydi
On asırlık ecdadımın yadı gelse ne olurdu?
Bir kavimci millet olduk eskiden sayı elliydi
Hudutların ümmet diye adı gelse ne olurdu?
Bağrımızı yaban elden soğuk rüzgârlar dövüyor
Menzilimiz tevhit iken diller fırkayı övüyor
Kimi lodostan elemli kimi poyraza sövüyor
Tek güneyden kıblemizin bâdı gelse ne olurdu?
Bin türlü muzır mahlukat yuva yapıyor sinede
Laklak ile geçer ömür, hayır kalmadı çenede
Çocukların sığındığı masallar ve efsanede
Geceleri gulyabani, cadı gelse ne olurdu?
Şalvarımız nerde kaldı, nerde fistan nerde çarık?
Bulutlar mı küstü bize, toprağımız yarık yarık
Hukuk cübbeye emanet ne külah var ne de sarık
Pos bıyıklı, ak sakallı kadı gelse ne olurdu?
Ana vardı, ata vardı bir sofrada cem olunmuş
Ey Allah’ım onlar senin bunlar da senin kulunmuş
Şimdi evlat ham kafalı, kimi pespaye yolunmuş
Nur yüzüyle ak yazmalı dadı gelse ne olurdu?
Hani başak olacaktın, yazı unuttu günlerin
Baharımız döndü kışa, şevki kalmadı dünlerin
Onca heybet, onca şevket onca hatırlı ünlerin
Bir nefeslik hamiyeti, şadı gelse ne olurdu?
Ne fetih muştusu kaldı ne üzengi ne de sayrı
Hep hülya dizersin Derviş bir çürük ipliğe gayrı
O şöhretli Mehlika’ya meftun isek ayrı ayrı
Rivayeti gelmese de tadı gelse ne olurdu?
Olgun Albayrak
Kayıt Tarihi : 25.7.2018 16:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!