(uykum kaçtı, geçmiş zamanlardan hayali bir masal uydurdum.)
haydutlar konseyinde özel toplantı vardı
buraya katılanlar en büyük haydutlardı
bodyguardlar kapıda aradılar herkesi
reis böyle buyurmuş, sustu hepsinin sesi
neyse ki hiç birinde vicdan, namus çıkmadı
tabanca bıçak serbest, buna kimse bakmadı.
reis kürsüye geldi, suratsız, nobran, lanet
tüm haydutlar pür dikkat, ortak duygu melanet
konu elbette talan… rüşvet, ihale falan
ne varsa… riya, yalan… aldatan… aldatılan
üyeler çeşit çeşit… şaşarsınız kimler var…
kalantor bankacılar, bakanlar, müsteşarlar
hepsi de şık giyimli, kravatlar fularlar
ceplerde cüzdan kalın, hep euro'lar… dolar'lar
reis esti gürledi, “eyy haydutlarım” dedi…
prompter ikaz etti, lutfedip gülümsedi
“eyy değerli eşkıya, bizde yemin tam riya”
“sözde namus ehliyiz, şahidimiz enbiya”
“yalandan kimse ölmez, doğrunun yüzü gülmez”
“sürekli yalan atan, işlerinde üzülmez”
konuştukça açıldı… hem gıcıktı hem kıldı
seccade getirdiler, kürsüde namaz kıldı
tüm salon ayaklandı, bağırma alkış gırla
sloganlar atıldı ortak parola sırla
o sırrı mikrofona bağırdı haydutumuz
“devletin malı deniz, yemeyen varsa domuz”
birkaç yalaka haydut fırlayıp yerlerinden
sırtladılar reisi nazik bi'yerlerinden
reis gururla güldü, sağ kolunu kaldırdı
ve bu hazla sarhoşken saatini çaldırdı
yapacak bir şey yoktu, bir şey demedi sustu
çünkü zaten bu işler tam da ona mahsustu
bir rüşvetle gelmişti milyon dolarlık saat
akreplerle yatarsan asla görmezsin rahat
belgesi yok rüşvetin, ne veren ne alanda
gitti mi gider saat, bilir bunu çalan da
haydan geldiyse bir şey, gider mutlaka huya
ne kadar çabalasan yazı yazılmaz suya
sonra kürsüye çıktı teknik konuşmacılar
hırsız inşaatçılar, diyanetçi hacılar
hepsi kendi işinde en azılı olanlar
büyük üç kağıtçılar, dev voliler vuranlar
vergi nasıl kaçarmış, esrar nasıl geçermiş?
akıllı iş adamı kimi vekil seçermiş?
rüşveti vermek kadar almak da bir marifet
aman ustam sen gel de bu işi bir tarif et!
konsey günlerce sürdü, alayı tam püsürdü
bu sürüde sadece namus, vicdan kusurdu
ve nihayet sonunda el ele verdi hepsi
ortaya getirildi koskocaman bir tepsi
boşaltıldı tüm cepler, ortak kasa oluştu
bu havuz anlayışı, kurnazca bir buluştu
reis özel tayfası alıp gitti tepsiyi
aslında hepsi zaten biliyor mandepsiyi
verilen tüm paralar sistemin raconuydu
palavradan konseyin en olağan sonuydu
verilenin yüz misli zaten halktan çıkacak
insanlar çaresizce ve yalnızca bakacak
haydutlar semirdikçe reis iştahlanacak
memleket soyulacak, şehvetle bucak bucak
ve maskeler takıldı… gülen, sıcak, namuslu
tüm azılı haydutlar dağıldı uslu uslu
döviz göğe yükselmiş… ah, ne umurlarında
birlikte yürüdüler dolar yağmurlarında
tüm akıl fikirleri… saf kızlarda, dulunda
oysa tüm zikirleri halka hizmet yolunda
kimisi holdinginde, kimi devlet katında
kimisi bankasında, kimisi lüks yatında
kimisi takke sakal, şalvar potur maskeli
kimisi plazacı, halkın cebinde eli
kaşıkla ver... sonra al geriye kepçeyle
sempatik olmak için konuş yerel lehçeyle
velhasıl tuz da koktu... battı balık yan gider
bu batakta çıkar mı halktan yana bir lider?
velhasıl bu haydutlar sömürüyorlar bizi
kim çıkıp kurtaracak mazlum milletimizi
zaten yüzde ellisi erişmiş hidayete
kalkın biz de gidelim, et yemeye nusret'e
25 aralık 2017
Fuat Eriçok
Kayıt Tarihi : 25.12.2017 10:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!