Vuslatım kalbimin çeperinde,
Sıyırdım attım sırrını,
Açtım bir delik üzerinde…
Haydi gönül, geç benimle vuslat-ı aşkı,
Ne sen varsın orada ne de ben,
Bekamızda saklıdır sen ile ben.
Ey gönül..!
Allahın var mı, inan bana…
Kalbi gör ki, secdegahtır ey gönül..
Haydi gel benimle vuslata girelim,
Hadsiz sınırsızdır ol cevherin ateşiyle gönül,
Rüzgarın selindedir, huyu, suyu, neşhesi.
Fersah fersah dolansanda bulamazsın sendeki beni..
Taşıdığın cesedinde bir katre damlayım,
Sırları terk edelim, Haydi gel gönülleri açalım,
Kalbimizi sırr-ı mücella ile kaplayalım,
Sonrada delelim ol sırları tek tek gönül..
Aşk yaksın savursun cevherinde bizi,
Öyle savrulalım ki, kaf’dan duysunlar sesimizi,
Ey gönül..!
Ey derman dinlemez biçare gönül..!
Varmı zat-ı halinde taşıdığın bir sümbül,
Zümrüd-ü Anka oldum sana, haydi gel gönlüme süzül..
Dinlemez, duymaz, aldırmazsın gönül..
Savrulan alevler gibisin. Yakarsın sen gönül…
Yak gitsin, neyim varsa savur küllerimdesin.
Aşk-ı Hişyan ile gönlümün içindeSİN…
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış