ne ağalar beyler işletti konaklarını
hanaylarında köşk, abdaslıkları çıkıntı
öğretmen, memur,
kaymakam şehirli
...yoldan geçen, tüccar, kepici
...onlara misafir olur;
konuğa minder, sofra, döşşek sererlerdi
hayatlarına binit bağlarlar
önüne yeygi koyar
sürüsü, çifti ona keza
hani.. yaa!
iyi bakın çeşme başındaki kavağa,
deredeki söğüde
bademler açar Karşıbağ’da
imece olurdu usta çalışacağında
harmanda gölgesine varmaya can attığınız çifte eriklere
bir tas su ümidiyle bastırıktaki yeni testi nerde
bir gün gözünüzde tütecek o dağarmıdı
koşacaksınız yalnız bıraktığınız anılara
otlar, çalılar kaplamış mera yollarını
içiniz yanacak bozduğunuz saksağan yuvalarına
bir güz günü solgun, yorgun yuvarlanan yelkovanları
unutulmuş, meralaşmış tarlaları
en çok da dağbaşında yapayalnız çeşmeler
bekler
sizi bekliyor bulacaksınız, birilerini
yol yakın, vakit bol, geçin bahaneleri
yeşil erik, gökçağla, sarıçiğdem
çeşmelerden avuç avuç benim için de için
ellerinizde çeşmede ıslatılmış nohut
içinizde yaşama sevinci mut-umut
birileri götürmeden sizi
geç olmadan gelin
hadi!
Kayıt Tarihi : 5.11.2011 14:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sade dürüst yazılımlı vede
öz verili anlatımıyla
harika bir paylaşım kutlarım
Gönlünüze sağlık..
TÜM YORUMLAR (4)