Şüphe içre düştüğünde, ilk olarak aşktan başlayıp tüm duygularınızı yavaş yavaş kemirir.
Bir Dost
Kar ile pekmezden tatlı üretme uğraşıyla geçirilen vakitlerde
Bazı illerde adım anılınca susardı yer gök
Bazı ellerde canım sıkılınca kanardı dört duvar
E tabii şair azapta gerekti neticede
Harcında güven kullanılmayan o binaydım ben, mecburdum yıkılmaya
Kendimi içkiye vereyim demiştim fakat alkol bile almamıştı beni
“Ben’lik bir durum yok.” diyordum her sıkıntımda
Tabii benliğimden böylesi sıyrılmak isteyişim oldukça hayret vericiydi
Sanki bir şey vardı hayatımda ve o ortadan yok oldu birden
Göz açıp kapayıncaya ya da söz açıp lal oluncaya kadar…
Herhangi bir eşyamı veya bana ait bir şeyi kaybettiğimde
Sahiden de haddinden fazla yıpranıyor benim yalnızlığım
Çünkü çok da bir mülkiyetim yok, ömrüm dışında
Buna rağmen, hâlâ da bende olanın azalması ziyadesiyle kötü
Yüreğimi izinsiz aldınız ya benden, ‘ihtimali var mı acaba?’ diyorum
Artık neyim kaybolsa, sizden biliyorum!
-Bir iki imge ister misiniz küçük hanım?
-Yaz hadi… Haklıydın. İnsanlar giderler, ama kelimelerin hep seninle...
-Nasıl bir görsel rahatsızlık bu, her şeyi şiir olarak görüyorum!
Nasıl bahsetmeli sizden, hayal etmek bile imkânsızken
Gözleriniz bu mevsimde yeşilliğini yitiriyor hafif
Saçlarınız kısa, kadınlığınızı unutturuyor biraz bu durum size
Bir tebessümünüz var, onu yaban bir benzetmeyle hiç zayi etmeyeyim
Yüzünüz kültür bakanlığınca koruma altına alınmış bir eser adeta
Ve elleriniz, tutamadığım bir söz gibi elleriniz…
Gitmenizi ben istemedim ki, dönmenize bir lafım olsun
“Senin üzerine vazife değil bu ilişki, içinden geliyorsa sev
İçinden gelenin en iyisini yap bizim için
Meydanı boş buldun ya, aşk koştur dilersen yine kalbimde…” demiştiniz
Dur diyemedim, sağ elimle omzunuza dokunarak
Tren, tiz bir çığlıkla hızlandırmıştı vedalaşma anımızı
Kalbinizde öfkeli kalabalıklar nüfusunu artırıyorlardı ve sloganları;
“Her canlı aşkı tadacak!” şeklinde çınlıyordu ufukta
Bu da bir kıyametti küçük çapta da olsa
–ki mahşer ambiyansı için sizin ve benim varlıklarımız yetmişti
Sanırım aşk ile ateşin en net olan benzerlikleri
Her ikisinin de düştüğü yeri cayır cayır yakmasıydı
Ne sanıyorsunuz siz, bu beden boşuna mı yanmayı ibadet saydı!
Ah Küçük Hanım...
Tetiği çektiğinizde siz; hissi bağlarımız zedelendi
Yüreğim atıldı aniden önümüze, siper etti kendini bizim uğrumuza
Sizinle olmak kiralık katilinle yan yana dolaşmak gibiydi bazen
Evet bu tutkulu hesaplaşmanın bedelini sadakatimle ödedim
Bu can pazarında ben, sizi sevdim ya
Ecelim oldunuz o uzak mesafeli tavrınızla; ilginize arz ederim!
-Tam da alışıyordum ömrüme, elimden aldınız… Gözyaşlarınız, sahi mi şimdi?
-Katiller de ağlar kimi zaman…
Kayıt Tarihi : 15.4.2020 21:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.