Seni ne vakit görsem,
Yanında ki malum şahısla,
Bir sancı dolanır içimde,
Düğümlenir kursağımda soluğum,
Ölüm yoklar,
Şeytan kurulur pazarlığa.
Yolun başındayım henüz,
Korkularım yeşermemiş,
Cesaretsizliğimin olgunlaşmamış.
Özgürüm sanıyorum,
Burada kalmamı zayıf bacaklarıma,
Daha ötesini göremeyişi mi zekama
Açlıktan bahset bana,
Bilirmisin hissini.
Gerçi sen prenses din,
Kapısından imrenerek geçtiğimiz,
Pembe panjurlu bir eviniz vardı.
Çöplerinde yarı yenmiş pirzola kemikleri.
Güzel şeylerden bahsedelim sevgilim,
Gözlerinden mesela,
Yaşanılacak bir dünyanın,
Olduğunun müjdecisi benim için.
Dahasıda var,
Kokun mesela,
Herkes bakarda,
Sen gibi değil.
Herkes konuşurda,
Sen gibi değil.
Susman bile,
Diğerlerine benzemez.
Bir sızıdır,
Yeşerir yüreğimde,
Dilimde dolanır durur,
Kurarım yersiz bir hayal,
Düşünki bir sokak,
Zifiri karanlık,
Mevsim kış,
Üşüyorum bir hayli.
Montumda gitti,
Bir köpeğin hışmından.
Bu ara ölende yok ki,
Hayrına kabanını giyeyim.
Dışarıda bir sarhoşun narası,
Köpeğin uluması,
Saatin tik takı,
Akıtan çeşmenin şırıltısı,
Her şey uyumama karşı,
Yatağın gıcırdayan yayı,
Bir akşamüstü,
İliklerime kadar üşümüşken,
Geçiyordum evinizin önünden.
Ayağımdaki kurşun aksattığı denli,
Yakıyordu da canımı.
İçmiştim haylice,
Gölgesi yüzümdedir,
Nere dönse yüzüm,
Karanlıkta kalır.
Bir bıçaktır elinde taşımaz,
Gözüyle görür işini,
İz desen,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!