Haydan Gelen Huya Gider
“Hayydan gelen Huya gider; “Hayy” Allah’ın ismi “Hu” ise işaret zamiri; Yani Allah’tan gelen O’na gider.
Paranın nereden geldiğini anlamak için gittiği yere bakmak gerek. Eski bir hikaye dinlemiştim; sütçülük yaparak kazandığı paraları biriktiren bir adam hacca gitmek için gemiye biner. Gemide bulunan bir maymun hacı adayının para kesesini kapar ve geminin orta direğine çıkar; kesedeki altınlardan bir kısmını denize atar bir kısmını da adama atar! Adam görünüşe göre mağdur olduğundan herkes maymuna kızar! Gemide bir de derviş vardır, durumu anlayan derviş şöyle der; “Maymuna kızmayın! O suyun hakkını suya, adamın hakkını adama verdi.” Bunun üzerine sütçü, süte su kattığını itiraf eder!
Son zamanlarda; açık oturumlarda veya toplum içinde, özellikle kamusal mesleklerde bulunan kişilerde sıkça rastlıyorum benzer hale. Bazı kişiler menfaat elde ettiği makamları ya övüyor yada onların hatalarını gizleme ihtiyacı duyuyor! Uysa da uymasa da bir yolunu bulup vefa borcunu ödüyor sanki! Bazı çok komik savunmalar ve yorumlara da giriyorlar. Hikayedeki hale benziyor hal. Suyun hakkı suya gidiyor yani. Hikayedeki sütçünün mertçe itiraf etmesinde dervişin ve maymunun rolü büyük elbet.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta