Hayatınız çok mu karanlık? Yorucu, sıkıcı, hüzünlü, boş ve acı verici. Durmadan beyninizin içini kemiren sorular. Bıkmadan yorulmadan sizi kovalayan hayat hırsızları. Kim mi onlar? Dertler. Kim mi onlar? Acılar. Ne mi çalıyorlar sizden? Ömrünüzü. Tam kurtuldum derken yine paçanızdan tutup aşağıya çekiliyorsunuz. Karanlığa. Dibe. En dibe. İnsan hiç karanlıkta boğulur mu? Boğuluyor işte. Nefes almakta güçlük çekiyorsunuz. Kalbiniz ağrıyor değil mi? Şimdi “O”nu düşünün. “O” dediğimde her birinizin aklına başkası geldi. Kiminin annesi, kiminin babası, kiminin kardeşi, arkadaşı, can dostu, sevgilisi, kimininse kaybettiği “O” kişi. Başrol farklı, oyun aynı. “O”nu düşününce birden düşünceleriniz değişti mi? Karanlığın içinden süzülen bir ışık parçası gibi çıktı karşınıza. Karanlık bir yolun sonundaki çıkışı gösteren ışık gibi. Sizi çıkardı o dipsiz kuyudan.Ciğerlerinize dolan o oksijenle değil de, “O”nunla kendinize geldiniz. Belki nefret ediyorsunuz ama bir o kadar da özlüyorsunuz değil mi? Buna ister inanın isterseniz de inanmayın, ama siz “O”nun hayaliyle yanarken, o başkalarının yüreğinde serinliyor.
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta