Hayatın Yırtıklarını Dikiyorum

Hayatın Yırtıklarını Dikiyorum

Vurmuş,
vurulmuşum habersiz,
kuzey rüzgârlarına, bağrım açık habire,
hepsi başımda benim; kar, fırtına ve tipi...
sonbaharımın artakalmış yenik ve yorgun şu günlerinde
ümitlerimi galebe çalmış yine zaman.
Bir taraflarım dökülmüş
ve kırağı düşmüş saçlarıma gün batımı.
Artık şebneme yer kalmamış, sabaha karşı
sanki, herşey dona çekmiş ve ölmüş...
Düşünmeme fırsat vermiyor,
patlayan şakaklarım... ense köküm...
Yapma be nazlı gülüm! ... Son yazım, olma benim! ..
hergün mü hergün küs
söyler misin hep böyle, bir ömür nasıl geçer?
En sonunda, otuz yıllık bir dâvadan çıkan hüküm;
geçmez ki bir gün daha, bu ayrılık mukadder...
Bir deprem geçirmiş kalbim,
yarıklarında aklım fikrim perişan,
başım gözüm kan revan
ve gözyaşlarım sele dönmüş, bendimi yıkmış....

Şu sıralar pek meşgulsün,
neler yapıyorsun? diye, soran olursa, onlara:
hayatın yırtıklarını, dikiyorum durmadan,
dişlerim de ağrıyor öte yandan,
ve ağzımda bir yumurtayla dolaşmaktayım,
görmüyor musunuz?
Ya o çektirecek bana, günbegün hem de böyle,
ya da ben çektireceğim onları,
çaresi yok, diyorum...

Emin Baydil
Kayıt Tarihi : 2.1.2004 12:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

TÜM YORUMLAR (10)

Emin Baydil