Hayatın Kuytusunda Dolaşanların Ölümsüz ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ölü yaprakların ıssız sokaklarda, henüz kirlenmemiş pardösü eteklerinin, sıska köpek bacaklarının, kırık bankların altında döne döne uçuştuğu sarı sıcak bir sonbahar günüydü galiba. Yanımda kolumu sıkıca kavramış heyecanla gelecek planlarından bahseden bir arkadaşım vardı. Mahzun yüzlerini solgun vitrin ışıklarında seyre dalan insanların arasına başımı sokunca görmüştüm onu. Salıncaktan kendini dünyanın boşluğuna doğru savuran bir çocuk resminin üstünde “Çiğdem Külahı” yazıyordu. Eski bir dostla karşılaşmışım gibi içeri girip hemen ona sarıldım. Kitabın ismi karnımın altını gıdıklamıştı. Bazen öyle olur, yazarına, ne yazdığına, türüne pek aldırış etmeden sizi çeken o tuhaf ‘varlığa’ sokulmak istersiniz. Kitapçıdan çıkınca arkadaşım, “Ne olduğunu merak etmiyor musun, baksana” dedi. “Boş ver, belli ki iyi ve eğlenceli bir çocuk kitap yazıp adını ‘Çiğdem Külahı’ koymuş. Böyle kırılgan bir mutluluk işaretini hemen silmemek lazım. Bırak biraz tadını çıkarayım” dediğimi hatırlıyorum.

Hikâye kitaplarının ilk sayfasındaki pırıltılı cümleler bazen insanı fettan bir kadın kıvraklığıyla tavlar. Aldanmayacağımı biliyordum ama yine de kitabı sonundan açıp okumaya başladım: “Ay kınalı avuçlarıyla karşı kayalığın ardından çıktı. Dizlerimdeki sızıyı duydum yeniden. Kestaneler mi çizmişti ne. Denizin en ince kabuğu kımıldadı. Belki de gece balıkları uyanmışlardı ve esneyerek dünyanın bu yanına uçmaya hazırlanıyorlardı.” Ahmet Büke’yle böyle tanıştım. Hikâyelerini okudukça unutarak var olma çabasının insana her şeyden çok acı verdiğini söyleyen sert, neşeli, lirik sesine hayran oldum. Elimdeki kitabın ikinci hikâye kitabı olduğunu öğrenince de çok sevindim. Yazdığı her şeyi heyecanla bekleyeceğiniz bir yazar keşfettiğinizde içiniz has edebiyata dokunmanın şehvetiyle kımıldar. O lezzetli yemeğe hiç ara vermeden aynı iştahla devam etmek istersiniz. Gidip hemen 2004’de yayımlanan ilk kitabını aldım; İzmir Postası’nın Adamları. Ve sonra diğerleri geldi; 2008’de Oğuz Atay öykü ödülü alan Alnı Mavide ve birkaç hafta evvel okurla buluşan Kumrunun Gördüğü.


Hikâye olmak istiyormuş meğer

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta