Bir meyhane masasında,
Çakır keyfin hemen kıyısındayım,
Sordum kendi kendime,
Hafif esrik bir eda ile;
“Aşık dediğin adam hiç korkar mı azizim?”
Bu sorunun muhatabı tek ben miyim?
Bir nefes sigaradan,
Bir yudum kadehten,
Kalbim bir avuç et parçasından ibaret olduğunu
Bilmiyor muydu sahiden?
Dedim ya çakır keyfin kıyısındayım,
Soru, soru üstüne,
Önce; “Korkmuyorum ulan” dedim kısık sesle,
Kadehin dibi görünsün diye koca bir yudum daha,
Bu imiş meğer cesaret dedikleri zorba.
Haykırdım bu kez;
“Korkuları değil mi insanı alçaltan yoksa?”
Umarsız devam ettim;
AH o cennet gözleri olmasa
Belki ben de korkardım,
Şu bir zamanlar taptıkları güneş ve aysa,
Kim bilir O’na ne ad koyardım?
Duymuyor musun?
Altından geçtiğin sokak lambasına,
Suyunu içtiğin çeşmenin kurnasına,
Dönmeyeceğini bildiğim turnanın kanadına,
Ağlayan bebeğin hıçkırığı,
Can veren sevdanın son nefesine,
Dokunduğun her yere,
Bakındığın her şeye,
Gök kubbeye haykırıyorum sevgimi,
Bir bilsen;
Şu an tutmanı nasıl isterdim titreyen ellerimi.
Dinginleşip sonra;
Çehrenle konuştum biraz sarhoşça,
“Sevgilim; Üzüyorsa sevgim ne olur bağışla…
Ne olur bağışla…”
Kayıt Tarihi : 26.5.2022 12:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ağustos 2021

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!