Hayatın İçinden-25 Şiiri - Mahir Odabaşı

Herkesin elinde bir telefon / Ya konuşuyor ya da yazıyor / Elinde telefon olmayanlar ise / ‘Amma da görmedik’ deyip kızıyor

*
Simitçi ver bir simit, çaycı sende çay / Bu saatte simit çayla sohbet sarar / İşte ramazanın böyle bir güzelliği var / Yan masada tek başına oturan arkadaş / Sen de buraya gel, bak yer var

*
Camide, klimayı kimi aç diyor, kimi de kapa / Söyleyin imam efendi ne yapa?

*
Her ayın ayrı bir güzelliği var / Lakin ramazanında ayrı özelliği var / Nasıl mı? / Bunu ancak idrak edebilenler anlar

*
Sahura uyur uyanık duranken insan / Sonra gaflete dalıp uyuya kalıverir insan / Bir yudum su içemezse iftara nasıl varır insan /
Yaradan kolaylığını verir, dene inanmazsan

*
Yırtık pantolonlu siyah beyaz ilk resmim / Seni gördüğümde ne kadarda çok sevmiştim / Ya şimdi, rötuşlu sahte resimler / Sevemiyorum, ne kadar da güzelleştirseler / Çünkü çok hormonlu doğal değiller / Ah eski resimler, ah eski resimler / Mahir hep sizi özler

*
Çarşı pazar bir kalabalık / Yalnız bana düştü yine yalnızlık / Ah ihtiyarlık, ah ihtiyarlık

*
Bebekleri doğar doğmaz internete atarız / Sonra da internet hastası oldu diye evi birbirine katarız

*
Mübarek gün beden aç dururken beyin tok / Memlekette şeytanda melekte çok mu çok / Sen meleklere yoldaş eyle Rabbim, / Yoksa şeytandan kurtuluş yok

*
Ey şöhreti dillere destan, güzel kadın / Çaptan düştüğünde senin de unutulur adın / İnanmazsan, eski ünlülere şimdi bakın

*
Sizin balkonda güneş, bizim balkonda gölge / Bireyselleştik artık sona erdi gitme gelme

*
Bir tarafta açlık, bir tarafta sefalet / Müslüman sofrada tok, Çin’de ise felaket

*
Yüz güzelliği gider, gönül güzelliği kalır / Doğru olsa da sahi buna kaç kişi inanır?

*
Simitçi çocuk hüzünlenir simitler elimde kaldı diye / Sen eve eli boş giden adam, bu akşamda simit götür hediye

*
Dedim: akşama iftarda ne var / Dedi: Çin’ de Müslümana zulüm var / Sen de de amma boğaz var

*
Mevsimidir artık, hava çok gürler / Lakin yıldırım bir defa çarpar / O da ya öldürür ya da hırpalar

*
Çaycı getir bir çay daha / Lakin açık olmasın / Biliyorsun yalnızım ya / Daha sahura çok uykum gelmesin
*
Mübarek günlerdeyiz hocam / Bırak cehennemi cenneti anlat bana / Cehennemi bayram sonrasına bıraksana / Biliyorum bırakmayacaksın, çünkü geliyor kolayına / Ne dersiniz hocam, haksız mıyım ha? / Dedi: Haklısın ama alışılmış düzenimizi bozma