İnsanlar nedense sevinçlerimize ortak olup bizi tebrik ederken, acılarımıza ortak olmak yerine bizi eleştirerek ya da kendilerini çok bilmiş pozisyonuna da göstererek sana akıl vermeye kalkarlar! Ne diyor üstad Paul Coelho: “Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını.” Yine üstad Ahmet Arif’de bir cümlesinde; “İnsanın yaşı kaç olursa olsun, ağlarken hep kimsesiz bir çocuktur”, diye bir tespitte bulunduğuna gore, benim yorumum solda sıfır kalır.
Bu ne acı bir durumdur aslında! Bu onların, kendi acılarıyla egoistleştikleri, daha vurdumduymaz bir davranış biçimine girerek ne kadar bencil olduklarını ortaya koyar. Bu yüzden eski çevrem olarak kabul ettiğim, ama bunların büyük bir kısmınında ne kadar feodal birer gerici olduklarını tespit ederek bütün eski sosyal ilişkilerimi bu gün de tanıklık ettiğim bir konuşmayla noktaladım!
Yani çevremde ne kadar feodal, gelenekçi, şu veya bu şekilde gericiliğe kendi çapında hizmet eden, mangalda kül bırakmayan, ama kendisi de feodal bağlardan bir türlü kopamayan, herkesi eleştiren, ama kendisi bal gibi feodal bağlarla yaşayan tüm bağlantılarımı hem kafamda, hem de arkadaşlık ilişkilerim de noktaladım! Hele birisi bana “niye üzülüyorsun”, “yine ne var, ya da ne oldu” diye bir söz söylendiğinde sinirlerimin ne kadar gerildiğini hissederek yaşadığım olaylardan sonra bu karara vardım!
Memnunum kararımdan! Çünkü düşündüğüm gibi yaşıyorum ve de yaşadığım düşünüyorum! Siz siz olun, ama kimseye akıl vermeyin! Neden mi? çünkü herkesin kendi aklına ihtiyacı var! Birisine akıl vermek, kendi aklında bir eksiklik yaratmaktır! Bu eksiklikten kaçınmak için bu günden sonra kendim de hiç kimseye akıl verme gibi şeye kalkışmayacağım. Çünkü sonu gelmez ve gereksiz tartışmalar yerine daha çok okuyacağım, Gül Yanaklı Prensesim adına daha çok şiirler ve de yazılar yazmış olacağım böylelikle!
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta