Her akşam iş dönüşü görüyordu onları evlerinin balkonunda otururken.70 yaşlarında gün görmüş oldukları her hallerinden belli şirin bir çift.Bir şey konuştuklarına hiç tanıklık etmemişti…denizi gören balkonlarında kimbilir nerelere gidiyorlar diye düşünürdü.Ama çevreden onlarla ilgili duyumları hep iyi yöndeydi.Birileri ile birlikte olduklarında politika,günlük yaşam,hava koşulları konuşmalarına rağmen yalnız olduklarında gözleriyle konuşur gibiydiler,gözleriyle anlaşır gibi.Bir kaç kez dışarıda da görmüştü Firuze onları el ele yürüyorlardı. Gözleriyle selam verip geçmişlerdi her defasında.
Bu yaşlı çift Firuze’nin ilgisini çekmeye başlamıştı son zaman.Erkek arkadaşından yeni ayrılmış ve mutsuzdu.İnsanların nasıl böyle yıllarca birlikte kalabildiklerini merak etti.Sonunda çevredikelerden aldığı bilgilerle yavaş yavaş aydınlattı olayı…kendince.
Huzur evinde birkaç yıl önce karşılaşıp tanışmışlardı oysaki.Tanışmalıyım dedi bu yaşlı çiftle aynı sitede oturuyoruz nasılsa.
Bir akşam iş çıkışı köşedeki pastaneden aldığı tarçınlı çörekle kapılarını çalıverdi Tanrı misafiri diyerek.Çok sevinmişti yaşlı çift bu ani ziyarete.Çaylar demlendi,mis gibi bir tarçın kokusu sardı odanın içini birden.O akşam havadan sudan bir sohbetle geçti.Yaşlı kadın iyi bir mevkiden emekli,yöneticilik yapmış oturmayı kalkmayı bilen biriydi.Bembeyaz saçları arkadan topuzdu ve yeşil gözleri meydandaydı ışıl ışıl.Tevfik Bey; asker emeklisiydi.Firuze çok şaşırmıştı bunu duyduğunda,oysa ki onun tanıdığı tüm askerler sertti en azından görünüşte.Belki dedi içinden yaşından dolayıdır artık.
Şimdi Firuze haftanın birkaç günü bu yaşlı çifte mutlaka uğruyordu ve kapı her açıldığında Farid Farjad’ın kemanından yükselen sesle karşılıyorlardı onu.Sonradan öğrendi,Nermin Hanım çok severmiş Farid Farjad’ın ağlayan kemanına eşlik etmeyi.
Bir akşam sandık odasına götürdü Nermin Hanım Firuze’yi.Eski resimleri göstermeye başladığında anlatıyordu da aynı zamanda.Oğlunun eşliğinde gitmişti huzur evine ona her ne kadar oranın güzel olduğunu söylesede günlerce hatta haftalarca gelip geri alması için beklemişti odasında onu.Bir zaman sonra Tevfik Bey ile tanışmışlar kısa süreli arkadaşlıkları kalan zamanlarında birbirlerine yarenlik etmek isteyecek kadar sevdirmişti birbirlerini.Bir yandan albüm kapakları çevriliyordu.Fotoğrafta görülmesede o günkü giysisinin altındaki ayakkabılarını bile hatırlayacak kadar sahipti geçmişine.Bir an göz göze geldiler Firuze’yle.Gözleri hala fotoğraflardaki gibiydi gülüyordu.Sadece artık zamanın çizgileri oturmuştu onlara ve yorgundular.
Pencere kenarında durmuş Firuze’yi izliyordu Nermin Hanım.Anlatmak istermisin dedi birden.Firuze’nin de istediği buydu zaten.Kelimeler dökülmeye başladığında ardı arkasına midesi bulandı Firuze’nin.Nermin Hanım pencere kenarından gelip yanına oturdu,gülümsüyordu.İçindeki acıyı kusmak istiyorsun dedi.Düştüğün yerden yeniden kalkabilmek,yeniden diyebilmek için içindeki acının bitmesini istiyorsun…anlıyorum seni.
Anlıyordu tamda buydu onun istediğide.
Devam etti Nermin Hanım.Hayata son adımlarımı atarken çocuk diye başladı cümlesine; ömrüm boyunca ne aradığımı bilmeden aradım.Uzun yıllar sonra anladım ki hayat bir arayışmış zaten.Biz bu yolda kendimize rehber ararız.Bu bazen bir eş,bazen arkadaş olabilir.Yanlış seçimler yaparız kimi zaman telafisi mümkün olmayan.
Çocuk dedi tekrar dönerek Firuze’ye senin yolunu ancak senin ruhun aydınlatır,kendine yolunu aydınlatacak birini arama.Sen yanına onu olduğu gibi kabulleneceğin ve seni kabullenen bir yoldaş ara.O derinliği bulabildiğin kişi ile birleş.Gerisi için ağlama ama,sakın nefrette etme.
Zaman her şeyin ilacı,zamana güven ve sabretmeyi öğren.Firuze’nin gözlerinden istem dışı yaşlar akıyordu.Mağrur bir hareketle yaşlarını sildi yavaşça ayağa kalkarken teşekkür etti ve izin istedi.
Eve geldiğinde hayatı boyunca unutmayacağı cümleleri tekrar tekrar düşündü.Şimdi çok daha iyi anlıyordu neden konuşmadıklarını.Geldikleri ve varacakları noktayı biliyorlardı.Yolun sonu olduğunu özümsemiş ve bazı şeyler için geç olduğunu kabullenmişlerdi ikiside.Birlikte geçmişe yolculuk yapıyorlardı belkide hayallerindeki kendileriyle.Şimdi çok daha iyi anlıyordu Firuze onları.
Kısa zaman sonra Nermin Hanım hayata veda etti.Artık o evden keman sesi yükselmiyordu Ve balkon kapısı kapalıydı.Ne zaman geçse oradan başını istemsiz kaldırıp bakıyordu. O küçük masa ve iki iskemle yerleri hiç bozulmadan öylece kalakaldı orada..3ay sonra da Tevfik Bey gözlerini kapadı hayata.
Firuze’nin yaşamında onlardan geriye bir Farid Farjad’ın ağlayan kemanı,birde Nermin Hanım’ın nutku kalmıştı
fatmaunalll
FatmaunalllKayıt Tarihi : 16.11.2010 23:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Meğer; yememek değil,kendi kendini yemek bitiriyormuş insanı...Tanrı bazı şeyleri göstererek kusmasını sağlıyormuş kuluna acıları..ama önce yaşamak gerekiyormuş hayatın anlamını kavramak için

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!