Hayatımızın Tercümesi

Abdurrahim Karakoç
368

ŞİİR


1584

TAKİPÇİ

Hayatımızın Tercümesi

“Biz-biz” diye avunduk, biz yoktu, “ben”ler vardı
Siyaset sofrasında bizi yiyenler vardı...

Körpe hayallerimiz kör tırpanla biçildi
İşret meclislerinde kanlarımız içildi...

Dağlar yürüsün diye atlas yelkenler gerdik
Nemi kurusun diye denizlere un serdik...

Nurdan gömlek giydirdik çamurdan heykellere
İnanmıştık bir kere, aldatıldık bin kere...

En halis niyetlerle en pis çukura düştük
Bir gün hakikat ektik, her gün yalan bölüştük...

Aldatmadık... aksine her mevkide aldandık
Ateşlerde üşüdük, akan sularda yandık...

Gereksiz bir noktaydık NATO’nun kuyruğunda
Ve şimdi robotlaştık IMF buyruğunda...

Ülkeyi parselledi yabanın kaçkınları
Vatandan bihaberdir vatanın seçkinleri...

Türkiye’nin kaderi Türk’ün elinde değil
Bu zilleti çekmek zor, eğil ey başım eğil! ..

Oyuncular kapkaççı, hakemler gayr-i adil
Kaygısız yaşamak mı? .. Köleliğe muadil.

Haysiyet sarayından indirdiler kadını
Soydular, “çağdaş” diye süslediler adını...

Ne kalbimiz çalışır, ne beynimiz düşünür
Metalden mamul robot belki bizden daha hür...

Mukallitlik bahsinde maymundan ilerdeyiz
Gün boyu tuvalette, mutfakta, kilerdeyiz...

Demedik haram/helâl, lükse israfa daldık
Zayıf halkı sömürdük, devlet malını çaldık...

İnançla, ibadetle karıştırdık riyayı
Emirle, siparişle görmekteyiz rüyayı...

Borçlar boydan aşınca irademiz çözüldü
Düşünce yollarına ne mayınlar dizildi...

Çoğalıyor her cinsten canlı heykellerimiz
Günbegün öpülmekten eskiyor ellerimiz...

Mülk yalan, malik yalan, mülkün temeli yalan
Sığınmacı melezler mülkü ettiler talan...

Korkaklardan put yapıp korkunç imaj yükledik
Şişirdikçe şişirdik küçüğü büyükledik...

Küçücük gövdemizle dünyayı taşıyoruz
Yaşamak buysa eğer mutlaka yaşıyoruz...

Mezar taşları diri, mezar taşları canlı
Mezardaki ölüler bizlerden heyecanlı...

Şarlatanı, zorbayı kurtarıcı sandık biz
Yalancı rehberlerin iğfaline yandık biz...

Bitti-tükendi işte, “eğer, belki ve şayet”.
Sızlanmak nafiledir, boşadır her şikâyet...

Tablo karanlık, lakin aydınlık hiç yok değil
Karnımız tok olsa da gözlerimiz tok değil...

Doğmadık bebeklerin duası var yollarda
Şifa bulmaz yaranın devası var yollarda...

Yeter ki dik duralım, ahmaklık yapmayalım
Yeter ki çıkar için Hak yoldan sapmayalım...
----

18 Temmuz 2000
(Parmak İzi)

Abdurrahim Karakoç
Kayıt Tarihi : 24.2.2009 17:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Turgay Akdeniz
    Turgay Akdeniz

    Sığınmacı melezler derken

    Cevap Yaz
  • Mehmet Yaş
    Mehmet Yaş

    Şiir sevdamın vaz geçilmez üsdatı; her şiirinizde olduğu gibi bu şiirinizde de osmanlı tokatını hak eden yüzlere indirmişsiniz. Haddim olmasa da tebrik ediyorum. saygı ve selamlarımla

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra

    Tablo karanlık, lakin aydınlık hiç yok değil
    Karnımız tok olsa da gözlerimiz tok değil...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Göden
    Mehmet Göden

    Kaleminiz dert görmesin Üstad.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Abdurrahim Karakoç