Geç fark ettim.
Bunca bıçağın saplanması gerekiyormuş yüreğime,
Diyerek yine bir teselli kırıntısı buldum.
Hayatı tam görmek gerek.
Acılarla, kırgınlıklarla değil,
Bir cesaretle bakıvermek gerek,
Hep kaçılan gerçek yaralara,
Her şeyi avuç içlerine alıp,
Fark etmek gerek,
Kaçtığım yaralarımla önce merhabalaştım.
Korkakça elimi uzatarak,
Acıttı, çok acıttı,
Avuç içlerime aldım sonra onları yavaşça,
Öyle acıttılar ki bir an bırakacak gibi oldum.
Ellerimi sıkmıyordum ama açamıyordum da,
Ya giderse diye korkuyordum.
Uykum gelir gibi oldu ama uyuyamadım.
Ağlamaya başladım birden.
Ben hiç bu kadar derin ağlamamıştım.
İlk defa bu kadar yorgun ve dinlenmiş,
Hissettim.
Anlatması ne zordu.
İnsan nasıl hem deli gibi yorgun hem de denizler kadar güçlü hissederdi?
Düşündüm uzun uzun derken karşıdan bir şey geldiğini gördüm.
Önceden beni korkutan bu şey artık beni korkutmuyor bana gülümsüyordu.
Çok da güzeldi.
Kim olduğunu sormak istedim.
Soramadım.
Konuşmaya gücüm yoktu.
Ben hep seninleydim diye fısıldadı kulağıma
Gülümsemesi çok acılı, kırık ve yaralıydı.
Ama dedim ya çok güzeldi.
Yavaş yavaş o bana ben ona yaklaştım.
İkimizde gülümseyişinden acı fışkırıyordu.
Öylece kalakaldık önce,
Ben titreyen elim uzattım.
O bana sımsıkı sarıldı.
Bana hiç kimse bu kadar güzel sarılmamıştı.
Ve anladım,
Bu güzel ve yaralı şey
Benim hayatımı gerçeğiydi.
Nerede olursam,
Nasıl olursam,
Hep benimle olacaktı…
Kayıt Tarihi : 28.3.2016 03:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!