Hayatımın Destanı-1 Şiiri - Hamza Alpaslan

Hamza Alpaslan
30.10.1958 Mardin / Mazıdağı / Hesena Köyü
128

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Hayatımın Destanı-1

Çocukça yaşayacak kadar çocuk kalamadım
Erkenden astılar boynuma erkeklik levhasını
Dedem köyün, sözü geçeniydi her hal u karda
Hele babam ömrünü köye vakfetmiş bir deliydi
Benden beklenti büyüktü, hızla büyümeliydim
Yapılacak o kadar çok iş varmış ki, aşirette
Aceleden nüfusa kaydımı bile yapmamışlar
Hatta isim vermeye bile zamanları olmamış
Adsız olduğumu ne zaman hatırladılar bilmem
Yıllar önce ölen kardeşim gelmiş akıllarına
Adı Hamza’ydı bununda adı o olsun demiş Dedem
Zaten ölümü bildirilmemiştik nüfusa demişler
Hazır çocuk Üç-Beş yaş birden büyüdü sevinmişler
İki yaşımda süt sağan Berivanlara yoldaş olmuşum
Çilekeş Annemin yorgun bedenine tutunmuşum
Beş ine girdiğimde ‘alınçta’ koyunları kollamışım
Altısında Dedemin odasında cıvata karışmışım
Yıl bindokuzyüzaltmışyedi köye yeni yapılmış okul
Köyümün ilk okumuşları olacakmışız bilmeden
Yedisinde kaydım yapılmış Ulutaş İlkokuluna
Olağan dışıydı o Beş yıl tüm hayatım gibi
Köy okuluna kaydım yapılmış iken henüz
Dedemden tüm payını almış olan Babam
Nedense evi Diyarbakır’a göçtü en acilinden
Gerek görmedi kaydımı şehre götürmeye
Tıpkı doğumumda nüfusa kaydetmediği gibi
Evimiz gitti ben kaldım Dedemlerin evinde
İkinci yılda alınmıştı kaydım Diyarbakır’a
İki ve Üçü okudum Alpaslan İlkokulunda
Babam ticareti koyun gütmek sanmıştı belki
Babadan kalan malı da bitmeyen bir derya
İki buçuk yılda kaybetti tüm varın yoğunu
Günlük ekmek bulamaz durumdaydık artık
Annem çırpınıyordu biz Beş kardeş için
Babam kendi havasındaydı hep olduğu gibi
Göçtük yine köyümüze çaresiz ve sessizce
On yaşına gelmiştim kocaman adamdım artık!
Yörede İki köydük Hesenan Aşiretinden
Zamanında göçerken öküzümüz yorulmuş
Kalmışız yarı yolda Aşiret geçmiş gitmiş
Kalmışız buralarda garip ve de sahipsiz
Dedeler dişli çıkmış vuruşarak yer yapmış
Sınırlarını büyütmüş kocaman bir köy kurmuş
Ama biz sefiliz Beş çocukla yapayalnız bir kadın
Köylüler acıdı halimize verdiler Doşani birer keçi
Sağacağız sütlerini Sonbahara kadar arasız
Sonra yine her keçi sahibinindir yine açız biz
Annem çok çabalıyordu yalnız başına köyde
Koşturuyordu bizleri yaşatmak için çaresizce
Babam çoğu zaman bizim eve bile gelmezdi
Bir gün evinde durmaz evin işlerini yapmazdı
Köyün ortak işlerinden sorumlu bakan sanki
Garip Anam hem anaydı hem baba tek başına
Dörde başlamıştım o yıl köyün İlk okulunda
Sabah ve akşam Kura dersine de gidiyordum
Şevk ile Okulumu hiçbir şekilde aksatmadan
Hayvanları da otlatıyordum kalan zamanımda
Derken Beş te bitti köyümün ilk okulunda
Devam etmek vardı hayalimde ortaokula
Bir yaz böyle geçti hayallerimi yaşatarak
Eylül gelip çattığında gitmiştik Mazıdağı’na
Babam beni götürmüştü ortaokula kayda
Önce İmam dayısından almak için müsaade
Beni götürdü Mele Mustafa’nın dükkanına
Dayı Hamza’yı okula kaydetmeye getirmişim
Diye girdi söze tüm saygı kurallarını takınarak
Aceleyle sözü aldı hemen dayı Mele Mustafa
Yeğenim Hamza’yı kaydetme sakın Ortaokula
Sonra münafık-zındık olu kalır senin başına
Günaha girme yeğenim geri götür köyüne
Okutacaksan devam etsin kuran derslerine
Ya da koyun keçi ne bulursan koşsun peşinde
Bir ömür hayvanlarıyla yaşasın huzur içinde
Bu konuşma üzerine kaydetmedi babam okula
Geri getirdi köye kırgın boynu bükük halimle
Belirtmeliyim bu arada çok önemli bir konu
Mele Dayının üniversite bitirdi tüm çocukları
İş tuttular düzenle-devletle hemen hepsi
Hatta çoğu şu anda hem zengin hem hatırlı
Söylendim yıl boyunca okuyacağım diye, diye
Bir yılım geçti okul hayaliyle köyümün kırlarında
İnat ettim okuyacağım diye her Allah’ın gününde
Dayanamadı Babam tekrar götürdü beni ilçeye
Vardık Halil Üre’nin kaçak mallar satan dükanına
Günaha girmemek için gelmedi benimle okula
Verdi elime on lira git okula kayıt ol dedi bana
Halil Amcanın o yıl kayır yapan oğlu vardı Mehmet
Gel dedi çekelim önce fotoğraf Eshed amcada
Çarşının orta yerinde kurmuştu tezgahını öylece
Üç ayak üstünde garip bir şey vardı adı makine
Oturttu duvar dibinde tahta bir sandalye ye
Eshed amca soktu kafasını bir siyah bezin içine
Düz dur dikkat dedi çekti sarkan ipin ucundan
Çıktı simsiyah bir şeye benzemeyen garip bir şekil
Bu arabındır dedi şimdi çıkacak senin asıl resim
Derken aldık fotoğrafları çektik koyulduk yola
Mehmet geldi benimle kaydımı yaptık Ortaokula
Kaydıma masraf gitmişti tamamı Yedi buçuk lira
Mehmet’le Bir liraya içmiştik birer adet kola
Kalan Bir buçuk lirayı geri verdim babama
Kayıt yaptıktan sonra düşünmeye başladık
Nerde-kimde kalacaktım Üç yıl okula giderken
Annemim kuzeni Abdülaziz dayı kabul etti beni
İlk yıl kaldım Abdülaziz dayımın evinde
İki çocuğu vardı çok fakirdi zaten kıt kanaat
İkinci yıl kabul etmedi benden bu kadar dedi
Bakamam sana görüyorsun durumum belli
Kendine yeni bir yer bul birazda onlar baksın
Doğru gittim Ömer Dayıma bu yıl sizde kalayım
Bir hafta kaldım okulun ilk açıldığı zamanda
Cuma günü Melo Yengem Dayıya söylenirken
Oldum kulak misafiri tamamen tesadüf eseri
Ömer söyle yeğenine kalmasın bizim evde
Nasıl söylerim hanım utanırım annesinden
Bilmem Ömer bul bir yolunu gönder bu evden
Mesela biz köye ekinlerin başına gideceğiz de
Hanım bu sonbaharda ekin yok ayıp olur
Bunları duyunca kurtarmak istedim dayımı
Düştüğü bu acınacak zavallı zor durumdan
Usulca aldım yatağımı çantamı çıktım dışarı
Kapı önüne koydu Melo yenge Cuma günü
Derikli fahri Amcanın evi vardı az ileride
Vardım evlerine yatak yorgan yüküyle
Dedim sizde kalsın yenge Pazartesiye kadar
Çok değerli bir hanımı vardı Fahri amcanın
Tabi oğlum at şu odaya eşyalarını şimdilik
Bizde kal temelli ne olacak fazla bir kaşık
Çocukların içinde sana da bakarım azıcık
Olmaz yenge dedim zaten kalabalıksınız
Ne olacak yavrum seni ortada mı bırakalım
Büyük oğlu okulda zaten sınıf arkadaşımdı
O gün gittim köye garip Anamın yanına
Kara,kara düşünürken geldi Pazartesi hızla
Döndüm geldim okula çaresiz ve de üzgün
Köyün imamının oğlu Ahmet imamdı ilçede
Ahmet hocaya gittim kalmak için bekar evinde
Kabul etti ama yemek pişmiyor dedi bu evde
O da iyiydi sokakta kalmamıştım böylece
Fakat günler geçtikçe çekilmez oldu açlık
Okulda Hocalarıma çıtlattım benim halimi
İngilizceye giren Üsteğmen bölük komutanı
Bundan sonra karakolda askerle ye yemeğini
Diyerek kurtardı beni açlıktan bir müddet
Bir gün komutan denetlemeye gelecekmiş
Üsteğmen Hocam artık idare edemeyecekmiş
Gelmiştim yolun sonuna artık boynu bükük
Gece uyku tutmadı okuyamayacağım artık
Gittim Müge Hocanın kapısına dayandım
Boynumu bükerek okulu bırakacağım dedim
Nerden icap etti dedi hocam,kızgın bir sesle
Artık ne yemek ne yatacak yerim var dedim
Hele sabah olsun git yat dedi yarın konuşuruz
Sabah toplanmış okul idaresi tüm hocalarla
Çare arayıp kafa yorarlarken hep beraber
Belediye başkanı Abdullah amcaya giderler
Belediye bir ev kiraladı, bir de soba ve tüp
YİBO Müdürü verdi İki ranza biraz da kömür
Üç öğrenci daha vardı benim gibi köylü
İsimleri Menduh,Romi ve Selahattin Ürük
Onlarla beraber Dört kişi o eve yerleştik
Tüpümüz vardı yemek pişirip yiyebiliyorduk
Unu köyden getirip Hatip amcalara bırakmıştık
Haftada İki gün ikişer tandır ekmeği alıyordum
Derken o sene bitiyor yaz tatiline yaklaşıyorduk
Kafaya koymuştum girecektim yatılı sınavlarına
Kurtulmak için bu çaresiz ve kimsesiz durumdan
Müracaat ettim tüm yatılı okulların sınavlarına
Sınav zamanı geldiğinde akşamdan çıktım yola
Mardin’e gidecektim girebilmek için sınava
Babam Mardine keçi götürecekmiş satmaya
Akşamdan çıktık yola keçilerle,dağ patikasında
Şehirden öte beri almak için eşek vardı bizimle
Saatlerce yürüdük dağları bayırları geçtik
Sabaha karşı saat Üçte varmıştık Mardin’e
Her yer kapalı gittik Babamın bir aile dostuna
Avlusuna aldık keçileri bizde yattık azıcık
Saat Altıda uyandırdılar beni haydi uyan
Biz gideceğiz hayvan pazarına geç olmadan
Sen de git bul nerede gireceksen sınava
Kalktım gittim nafile açık yer yok o saatte
Saat Dokuza kadar aradım buldum yerimi
Sınavlara girdim o gün ikindi vaktine kadar
Yorgundum hem açtım para yoktu yanımda
Sınavdan sonra o yaz bizim köyde çıktı kavga
Bir eşek yüzünden Kırk kişi girdi ceza evine
İki ölü vardı bir sürü de orta yerde yaralı
Biri de babamdı ceza evine girenler içinde
Zaten çaresiz ve perişan durumda iken
Bir de ortada kaldım oldu olacak tamamen
Yazın sonu gelmeye başladı sınav sonuçları
İlk gelen lise pansiyonlu balıklama atladım
Hakkari Lisesi pansiyonlu kısımda okuyacaktım
Aceleyle beklemedim diğer sınav sonuçlarını
Çaresizliğim o kadar büyük ki durmuştu beynim
Neresi olsa fark etmez yeter ki okul olsun ismi
Aceleyle hazırladım evrakları çıkmak için yola
Ama bilmiyorum Hakkariye nerden gidiliyor
Mardin de sordum otobüslere teker,teker
Biri dedi ki biz gidiyoruz Hakkariye her gün
Meğerse yalan söylüyor kandırmak için
Tüm amacı bir bilet satmakmış vicdansızın
Bindim otobüse Hakkariye diye çıktım yola
Yol çok kötüydü Savur üzeri daracık yoldan
Ancak Akşam karanlığında vardık Şırnak’a
İndirdi beni zalim son durak ötesi yok diye
Hani Hakkariye bilet verdiniz bana dedim
Al valizini git başımızdan deyip savdılar beni
Kalakaldım yalnız başıma tanımadığım şehirde
Eylül akşamının soğuk yüzlü o akşamında

Hamza Alpaslan
Kayıt Tarihi : 2.9.2014 17:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hamza Alpaslan