Tokat’ta doğdu..
Çocukluğunu dağlarda, ovalarda özgürce geçirdi.
Evli ve 3 çocuk babası.
Eğitimci, yazar..
Gönlünde gizli bir “AŞK” derdi var.
Arayışlarda..
4’TÜK 3 KALDIK
YİNE AKLIMA DÜŞTÜ AYNI SUAL
SEVDİĞİNDE GÜLEN VAR MIDIR
ANNE
BİR BUKET ÇİÇEKLE KALA KALINCA
ADIYMAN’ca AĞIT
Günlerden altı Şubat.
Ne yaman gecedir Adıyaman!
Aristah çökmüş heyhat.
Toz duman necedir Adıyaman!
ANNEMİN BAYRAMI
Sen muhabbet denizimin son siyah İNCİSİ.
Muradı içinde gizli gönül Kabemin tek Hacısıydın.
Sevdam ulaştı da Mecnun’a senin haberin olmadı.
DÜŞTÜN de derinlere benim bayramım olmadı.
BABALAR VE OĞULLAR
Kim istemez!
Babasının biricik oğlu olmak.
Adı anılınca gururlanmak.
Bir gün sözünü salınca uzaklara,
BİLİRSİN
Bir gün niyet eder, bir yola koyulursun.
Alıkoymak ister ayakların, firaklardan.
Zorludur yol, incedir, uzundur; bilirsin!
Gönlünü bir dava rüzgarına savurursun.
BÜYÜK ADAM
Bir büyük adam vardı, o da göçüverdi ahrete,
Dağ gibi heybetli, çınar gibi dirayetli ne de üstün meziyetliydi..
Dört köşe kasketi inmedi hiçbir namerde,
GÖZLERİNİ ARADIM
Gözlerini aradım yıllar yılı,
Zamansız akşamlara hapsoldum.
Mecnun olup çöllere düşeli,
GÜZEL SENİ ÇOK ÖZLEDİM…
Ardında bıraktıklarıyla özlenen, yolları hep gözlenen tüm güzellere selam olsun…
…
Ne güzel demiş Bâki:
“Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal/Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş..”
Hz. Dâvud sesiyle güzelleştirmiş bu âlemi, O hoş sadâsı kalmış gökkubbede..
SENİN VE BENİM
SENİN köy dediğin, BENİM köyümdü.
Sen uzak bildin, bense hep yakın.
Kaybolduğumda sığındığım kıyımdı.
Bazen gözlediğim, bazen seyre kaldığım.
YALNIZ SEN
BİLSEN NE ÇOK HAYRANDIM BEN;
O İNCEDEN İNCEYE GÖNLÜME SÜZÜLEN NAZLARINA.
DÜNYALAR TATLISI, YARAMAZ BİR ÇOCUK EDASIYLA;
KALBİMİ SARIŞLARINA.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!