Kendimizi  dinlediğimiz  yerdi orası.
Kendimizi  anladığımız  yer bizim  içimizdeydi.
Kendimizi  dinlerdik ve dinlerken  her nefesimiz  hayata  değerdi.
Hayatın   nefesi ise  esinti.  Bizim  her nefesimiz   esintinin  etkisinde  olurdu. Kendimizi  dinlerken,hayat  kendini  hissettirirdi.
Nefes  alırdık  aynı  anda.
Hayatın  tüm  zamanı   bizim  an'larımızdı. 
Bir  zaman  sonra  anılarımız  olurdu  bi  zaman sonra  anlardık.
Kendimizi   dinlediğimizde, hayatı  yaşardık. 
Kendimizi  dinlemediğimiz  zamanlarda,
hayat  sessizce   bizi  dinlerdi. 
Her  an  bizimle  ve bizi  dinleyen  dinlerken hissettiren,
hissederken ise  biz  anlardık.
Yaşardık hayatın özünü ve   yaşardık  kendimizi. 
Ruhumuz   renk renk   şekil  bulurdu  yaşarken. 
Hayat ise  belli renklerdeydi.
Hayatın üç  temel   rengi vardı.
Bizim gibi  ara  renklere  girerdi   bazen.
Bizden  alırdı  çoğu  zaman ara  rengini.
Hayatın özü  biz isek  içimizde ki renklerdi  hayat.
Yeşili   huzurundan  akıyordu  içimize.
Mavi  kadar  özgürdü  hayat. 
Birde  siyahı vardı.
Bazen  dertlerimiz   gibi karaydı. 
Fakat   karanlığında  bir  gizemi vardı.
Yüreğimizde ki  derinlik  kadar  aydınlıktı karanlığı. 
Siyahı  gecemizdi ki  sabaha ulaşırdı.
Renklerin   içinden  alırdık  hayatı. 
Yaşardık  ve  yaşarken  anlardık kendimizi.
Anlamaktı  yaşamak.
Anlayabildiğin  anda   gökkuşağı  gibi  karışabilmekti   yaşarken  anlamak.
Kendini   anlamak  hayatı  anlamaktı.
Anlatırdı. Bir  zaman sonra   anlardık. Yaşardık  hayatı.
Dokunmak   isterdik  daha içten  sevgiyle.
Özümüzü   hayattan  alırdık. 
Kendi içimizde bir hayattık hepimiz.
Herbirimiz  farklı   duygularla   ayrı zamanları yaşardık.
Varlığı   bizim içindi  hayatın. 
Bizde  hayatın içinde ayrı bir hayattık. 
Önce kendimiz için vardık sonra  içimizdekiler için yaşardık.
Tüm  canlıları   hayat  gibi   yüreğimize sığdırıp  sevebilmekti yaşamak.   Özgür  olabilmekti   yaşamak.
Hayatın  özüydük, hayat kadar   özgür.
Özgürlüktü    yaşamak.
Karamsarlığa  kapılmazdık. Bu renk  olacaktır.
Gece   çöker   üzerimize   sonra  geçer. 
Şairin   dediği    gibi :
 'Göğün   asıl  rengi  mavidir.' 
En   güzel  umuda   yelken  açmaktır   yaşamak.
Yaşamak   hangi  kıyıya  varacağını  düşünmeden, özgürce 
yaşıyorum   diyebilmektir  hayat.
Hayatın   kendisi  olduğunu  bilmektir  yaşamak.
Tüm  kıyılar  içimizde içimizdedir   sahil.
Islaklığımız, hayata  susamışlığımız. 
Susamışlığımız hayatımızdı.
Hayatın özüydük.
Özümüz   saf   pınarlarımızdı  akan.
Bazen  zaman  gözyaşlarımızda  yaşardı. 
Bu yüzden ağlardık.
Zamanı  yaşarken, yaşlanırdık  ıslak.
Her  yaşta   yaşardık  hayatı.
Hayatın  kendisiydik.
Yaşlı   ve  genç,  çocuk  ve  aşık, umutlu ve istekli.
Hepimiz  aynıydık.
Bakışlarda   yaşardık, dinlerdik  hayatı   anlardık.
Bir  zaman  sonra  anlardık.
Bu   yüzden  severdik    yaşamayı.
Kendimizi  sevdiğimiz gibi.
Bu  yüzden   ölümü  istemezdik. 
Korkardık  bir daha sevemiyeceğimizden.
İnsan   kendinden   ayrılır  mı? 
Ölüm,  hayatın   özünü  anlamaktır.
Hayatın  özü   yaşamaksa, ayrılır mı  birbirinden? 
Yaşamak,  görüntüdür   hayat  gibi. Kalanları  gördüğümüz.
Görebilmektir   ölümden ötesini   yaşamak.
Ölmeden   mahşeri   hissetmektir  yaşamak.
Yaşamak;  görmek,duymak,  dinlemek ve anlamaktı.
Hayatın   kendisi  olabilmekti  yaşamak. 
Anlatırdı  hayat.
Bir   zaman sonra   anlayacaktık, anlatacaktık  hayatı.
Kendimizi  yaşayacaktık. Hayatın özüydük biz.
Biz  özdük   hayatın içinde ve  kendi içimizde.
Tüm   yaşanmamışlığı  yaşayacaktık  tüm yaşanmışlığın üstüne.
Yaş-lanmadan   herzaman ve ıslak sevgiyle.
Yüreğimizdeydi  hayat.
Yaşamak  daha  çok  yaşamadıklarımızdaydı.
Yaşamadıklarımız  ise yaşıyacağımız   hayattı.
Asıl   hayat   yaşanacaklardaydı.
Bir  zaman  sonra anlayacaktık.
Zaman  ruhumuzun ardında   yaşatırdı  tüm yaşanacakları.
Biz   hayatın  içinde   yaşardık. 
Hayatın özüydük  biz. 
21 -Ağustos- 2010
Tuba GürdereKayıt Tarihi : 1.9.2013 02:25:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!