Hayatı Anlamak Şiiri - Tuba Gürdere

Hayatı Anlamak

Kendimizi dinlediğimiz yerdi orası.
Kendimizi anladığımız yer bizim içimizdeydi.
Kendimizi dinlerdik ve dinlerken her nefesimiz hayata değerdi.
Hayatın nefesi ise esinti. Bizim her nefesimiz esintinin etkisinde olurdu. Kendimizi dinlerken,hayat kendini hissettirirdi.
Nefes alırdık aynı anda.
Hayatın tüm zamanı bizim an'larımızdı.
Bir zaman sonra anılarımız olurdu bi zaman sonra anlardık.

Kendimizi dinlediğimizde, hayatı yaşardık.
Kendimizi dinlemediğimiz zamanlarda,
hayat sessizce bizi dinlerdi.
Her an bizimle ve bizi dinleyen dinlerken hissettiren,
hissederken ise biz anlardık.
Yaşardık hayatın özünü ve yaşardık kendimizi.
Ruhumuz renk renk şekil bulurdu yaşarken.

Hayat ise belli renklerdeydi.
Hayatın üç temel rengi vardı.
Bizim gibi ara renklere girerdi bazen.
Bizden alırdı çoğu zaman ara rengini.
Hayatın özü biz isek içimizde ki renklerdi hayat.
Yeşili huzurundan akıyordu içimize.
Mavi kadar özgürdü hayat.
Birde siyahı vardı.
Bazen dertlerimiz gibi karaydı.
Fakat karanlığında bir gizemi vardı.
Yüreğimizde ki derinlik kadar aydınlıktı karanlığı.
Siyahı gecemizdi ki sabaha ulaşırdı.
Renklerin içinden alırdık hayatı.
Yaşardık ve yaşarken anlardık kendimizi.

Anlamaktı yaşamak.
Anlayabildiğin anda gökkuşağı gibi karışabilmekti yaşarken anlamak.
Kendini anlamak hayatı anlamaktı.
Anlatırdı. Bir zaman sonra anlardık. Yaşardık hayatı.
Dokunmak isterdik daha içten sevgiyle.

Özümüzü hayattan alırdık.
Kendi içimizde bir hayattık hepimiz.
Herbirimiz farklı duygularla ayrı zamanları yaşardık.
Varlığı bizim içindi hayatın.
Bizde hayatın içinde ayrı bir hayattık.
Önce kendimiz için vardık sonra içimizdekiler için yaşardık.
Tüm canlıları hayat gibi yüreğimize sığdırıp sevebilmekti yaşamak. Özgür olabilmekti yaşamak.
Hayatın özüydük, hayat kadar özgür.
Özgürlüktü yaşamak.

Karamsarlığa kapılmazdık. Bu renk olacaktır.
Gece çöker üzerimize sonra geçer.
Şairin dediği gibi :
'Göğün asıl rengi mavidir.'
En güzel umuda yelken açmaktır yaşamak.
Yaşamak hangi kıyıya varacağını düşünmeden, özgürce
yaşıyorum diyebilmektir hayat.
Hayatın kendisi olduğunu bilmektir yaşamak.
Tüm kıyılar içimizde içimizdedir sahil.

Islaklığımız, hayata susamışlığımız.
Susamışlığımız hayatımızdı.
Hayatın özüydük.
Özümüz saf pınarlarımızdı akan.
Bazen zaman gözyaşlarımızda yaşardı.
Bu yüzden ağlardık.
Zamanı yaşarken, yaşlanırdık ıslak.
Her yaşta yaşardık hayatı.
Hayatın kendisiydik.
Yaşlı ve genç, çocuk ve aşık, umutlu ve istekli.
Hepimiz aynıydık.
Bakışlarda yaşardık, dinlerdik hayatı anlardık.
Bir zaman sonra anlardık.
Bu yüzden severdik yaşamayı.
Kendimizi sevdiğimiz gibi.
Bu yüzden ölümü istemezdik.
Korkardık bir daha sevemiyeceğimizden.
İnsan kendinden ayrılır mı?
Ölüm, hayatın özünü anlamaktır.
Hayatın özü yaşamaksa, ayrılır mı birbirinden?
Yaşamak, görüntüdür hayat gibi. Kalanları gördüğümüz.
Görebilmektir ölümden ötesini yaşamak.
Ölmeden mahşeri hissetmektir yaşamak.

Yaşamak; görmek,duymak, dinlemek ve anlamaktı.
Hayatın kendisi olabilmekti yaşamak.
Anlatırdı hayat.
Bir zaman sonra anlayacaktık, anlatacaktık hayatı.
Kendimizi yaşayacaktık. Hayatın özüydük biz.
Biz özdük hayatın içinde ve kendi içimizde.
Tüm yaşanmamışlığı yaşayacaktık tüm yaşanmışlığın üstüne.
Yaş-lanmadan herzaman ve ıslak sevgiyle.
Yüreğimizdeydi hayat.
Yaşamak daha çok yaşamadıklarımızdaydı.
Yaşamadıklarımız ise yaşıyacağımız hayattı.
Asıl hayat yaşanacaklardaydı.
Bir zaman sonra anlayacaktık.
Zaman ruhumuzun ardında yaşatırdı tüm yaşanacakları.
Biz hayatın içinde yaşardık.
Hayatın özüydük biz.

21 -Ağustos- 2010

Tuba Gürdere
Kayıt Tarihi : 1.9.2013 02:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Tuba Gürdere