Bugün çıktım hastaneden
Hayata yeniden merhaba dedim ben
Cıvıl cıvıl halime döndüm
Acıları kalbime gömdüm
Oğlumun acısıyla kavrulurken
Kızım için yaşamalıyım ben
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
merhabalar ne güzel anlatmışsınız çilenizi...tebrikler
Şiirden öte bir iç döküş, dizelerle dertleşme..Zati her şiirde yangının küllerinde biten bir çiçek değil mi?
Hayata merhaba
Bugün çıktım hastaneden
Hayata yeniden merhaba dedim ben
Cıvıl cıvıl halime döndüm
Acıları kalbime gömdüm
Güzel şiirinizi tam puanla kutluyorum...
MEHMET KINDAP
şiirlerinizi beğeniyle okuyorum.elinize yüreğinize sağlık.iyiki sizin gibi
duygulu insanlar var.sevgi ve sağlıkla kalın.tebrikler teşekkürler.selamlar.
Bu şiiri bu sabah okuduğum ilk şiir inanılmaz derecede hoşuma gitti mükemmel güzelikte okuyucuyusunu etkileyci bir paylaşım olmuş başarılı buldum ve başarılarıyın devamını dilerim
çok güzek kutluyorum yüreğinizi
Merhabalar insanı yaralayan,anlamlı ve olodukça da düşündüren şiirlerinizi okudum.Bende ankaradayım. İnsan elbetteki sevdiklerini kaybedebilirler takdiri ilahi ölenle ölünmüyor. Onun için Hayata merhaba demek en kıymetli varlığınız oğlunuzun acısını unutmak anlamına gelmez ama hayatı da kendinize zehr etmeyiniz. Sizin üzüntünüz unutmayın çevrenizdeki dostlarınızda üzer. Şiirinizle ve hayat hikayenizle tanıdım sizi Güzel bir şiirle hayata bağlanmışsınız Sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Ahmet Canbaba
BOYNU BÜKÜK YALNIZLIK
Dişleri çürümüş bir ağız gibi
ahşap evler birbirine yaslanmış.
Sararmış rengini atmış duvarlar
hayat yokmuş gibi yaşama durmuş.
Tarih bugün isyan eder belki de
böyle yasak savar konuşmaların
tavan arası yalnızlığında.
Dar ve küçük pencerenin perdesinde
ve loş odada titriyordu mum ışığı.
Tavan arası, günahlarında susan
ve kasveti dağıtan sığınağıydı aşkının.
Bir enkazı gezer gibiydi geçmişi
sessiz eşyalar içine yığılıp
küfünü dağıtıyorken kapalı odanın.
Rum aksanı ile
Türkçe konuşuyordu.
Kaçırıyorken bakışlarını
alay eden bir insanın yüzüydü yüzü.
Sevdasıyla birlikte
mahsur kalmış
sıkışıp cendereye,
alevden bir dil gibi
kapıdan sızan ışık.
Tavan arasının ışıklı gözünden
perde hafifçe kımıldar rüzgar girip.
Müphem hayaline
yalnızlık hükmü verir
büyük pişmanlıklarla dolu yaşam.
Gözleri kapalı gider iç güdüyle.
Kimi zaman deli bir keşiş gibi
şeytanla dost olur,
kim zaman hapseder
kendini bir manastıra.
Keyfinin sisli bulvarlarında
öfke ve kuşku kırıntılarının
bulutları içinde yüzüyorken,
içinde tuttuğu bir soluk gibi
boşaltıverir bir nefes verip aşkını.
Havasız kuytu köşelerine evin
kadınca bir parfüm yayılır
kadınca bir tutukluk yapar elleri.
Yamalı bir sevginin üstüne
biraz tuzu eksik olsa da
fark etmez
yerine koymak birisini.
Aşkın tadına hasretlik kattı mı
tadına hele sırılsıklam eylül....
Hoyrat ellere vermeye kıyılmazsın.
Kuru bir ses, kuru bir nefes olsan da
süzüp eleştiren bakışların
itaatkar bir öğrenci gibi
battal bir masanın
battal bir iskemlesinde
pencere önünde oturup
kucaklaşmış gibi çiçeklerle
yüzleşir suskunluğunda tenin.
Yüzündeki sert hatlar derinleşir sessice
meşakkatli günlere kalır artan ömrün
ve ustalıkla sıyrılır aşkların suçundan.
Kuvvetli bir esans ve pudra kokusu
çekmeden yaşamı iki nefes
bunaltır doldururken genzini
sevişmeden önce zil zurna.
Aşkta mekan tasvirlerine dalar gözlerin.
Ve sonra
Frapanca giyinip
çıkarken dışarıya
yasak öpüşlerde
gizemli neler döllerdin aşkına.
Telaşlı elbisen
ve kır çiçekleri telaşlı üzerinde
ve kıvrımlarında desenler
ve adım atışlar telaşlı.
Bir bıçkın delikanlıyla aşkının
etrafına saçıp düşlerini
düz ökçeli rüküş ayakkabınla
tezat bir yürüyüşün
bozuk kaldırımlarında sokağın.
Gözü bozuk bakışlardı çevrende
içinde bir heyecan yaratan
parça bölük yarım yamalak
çarpa çarpa geliyorken
gece karanlığında birkaç çift ayak sesi
her şey susmuş yüreğindeki pansiyonda
hayat durmuş gibi
şehrin sokakları da.
Bir kat daha yabancı şimdi
tozlu aşk sayfalarında
yalnız bırakılmış cesaretler.
Bir bakış bir ürperti
kenar mahallelerinde şehrin
ve yalnız bırakılmış
yüreğinin istasyonlarında.
bir enkazı terk edip
eski bir elbise gibi üstünden
çıkarınca aşkını
koskoca bir hiç kaldı
koskoca boynu bükük
bir yalnızlık.
Ahmet Canbaba
Rabbim her daim sizinledir........yüreğiniz ferah olsun.......Rabbim kullarını yanlız bırakmaz onlara tasıyamayacagı yükler yüklemez............
Yaradana hep sığınırız.. kendi hikayemi gördüm dizelerinizde kutlarım yüreğinizi .. Hayatımız acısıyla tatlısıyla var sımsıkı sarılmamız gerek . çocuklarımız için kendimiz için sevenlerimiz sevdiklerimiz için tebrikler Sevgilerimle
Yine yaradana sığınmanız size huzur getirecektir.
Acılar büyük ama böyle büyük acılara katlanacak gücü de yine Allah veriyor.
Allah'a sığınınız.... Göreceksiniz ki, yaşadıklarınız bu dünyadaki imtihanınızdır....
N'olur bu sınavı, sabırla geçin...
Ve Allah'a sığının...
Selam ve sevgilerimle...
Nafi Çelik
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta