Hayata merhaba Şiiri - Yorumlar

Ayten Çıkrıkcı
50

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Bugün çıktım hastaneden
Hayata yeniden merhaba dedim ben
Cıvıl cıvıl halime döndüm
Acıları kalbime gömdüm

Oğlumun acısıyla kavrulurken
Kızım için yaşamalıyım ben

Tamamını Oku
  • Salih Halil Akbey
    Salih Halil Akbey 03.07.2009 - 23:17

    merhabalar ne güzel anlatmışsınız çilenizi...tebrikler

    Cevap Yaz
  • Mahmut Nazik
    Mahmut Nazik 11.05.2009 - 13:48

    Şiirden öte bir iç döküş, dizelerle dertleşme..Zati her şiirde yangının küllerinde biten bir çiçek değil mi?

    Cevap Yaz
  • Mehmet Kındap
    Mehmet Kındap 28.03.2009 - 14:11



    Hayata merhaba

    Bugün çıktım hastaneden
    Hayata yeniden merhaba dedim ben
    Cıvıl cıvıl halime döndüm
    Acıları kalbime gömdüm

    Güzel şiirinizi tam puanla kutluyorum...
    MEHMET KINDAP

    Cevap Yaz
  • Saban Akkaya
    Saban Akkaya 23.03.2009 - 15:14

    şiirlerinizi beğeniyle okuyorum.elinize yüreğinize sağlık.iyiki sizin gibi
    duygulu insanlar var.sevgi ve sağlıkla kalın.tebrikler teşekkürler.selamlar.

    Cevap Yaz
  • Salim Erben
    Salim Erben 22.03.2009 - 09:17

    Bu şiiri bu sabah okuduğum ilk şiir inanılmaz derecede hoşuma gitti mükemmel güzelikte okuyucuyusunu etkileyci bir paylaşım olmuş başarılı buldum ve başarılarıyın devamını dilerim

    Cevap Yaz
  • Şaire Şebnem Örs
    Şaire Şebnem Örs 28.12.2008 - 20:54

    çok güzek kutluyorum yüreğinizi

    Cevap Yaz
  • Ahmet Canbaba
    Ahmet Canbaba 27.12.2008 - 00:51

    Merhabalar insanı yaralayan,anlamlı ve olodukça da düşündüren şiirlerinizi okudum.Bende ankaradayım. İnsan elbetteki sevdiklerini kaybedebilirler takdiri ilahi ölenle ölünmüyor. Onun için Hayata merhaba demek en kıymetli varlığınız oğlunuzun acısını unutmak anlamına gelmez ama hayatı da kendinize zehr etmeyiniz. Sizin üzüntünüz unutmayın çevrenizdeki dostlarınızda üzer. Şiirinizle ve hayat hikayenizle tanıdım sizi Güzel bir şiirle hayata bağlanmışsınız Sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Ahmet Canbaba



    BOYNU BÜKÜK YALNIZLIK


    Dişleri çürümüş bir ağız gibi
    ahşap evler birbirine yaslanmış.
    Sararmış rengini atmış duvarlar
    hayat yokmuş gibi yaşama durmuş.
    Tarih bugün isyan eder belki de
    böyle yasak savar konuşmaların
    tavan arası yalnızlığında.

    Dar ve küçük pencerenin perdesinde
    ve loş odada titriyordu mum ışığı.
    Tavan arası, günahlarında susan
    ve kasveti dağıtan sığınağıydı aşkının.
    Bir enkazı gezer gibiydi geçmişi
    sessiz eşyalar içine yığılıp
    küfünü dağıtıyorken kapalı odanın.
    Rum aksanı ile
    Türkçe konuşuyordu.
    Kaçırıyorken bakışlarını
    alay eden bir insanın yüzüydü yüzü.
    Sevdasıyla birlikte
    mahsur kalmış
    sıkışıp cendereye,
    alevden bir dil gibi
    kapıdan sızan ışık.

    Tavan arasının ışıklı gözünden
    perde hafifçe kımıldar rüzgar girip.
    Müphem hayaline
    yalnızlık hükmü verir
    büyük pişmanlıklarla dolu yaşam.
    Gözleri kapalı gider iç güdüyle.
    Kimi zaman deli bir keşiş gibi
    şeytanla dost olur,
    kim zaman hapseder
    kendini bir manastıra.
    Keyfinin sisli bulvarlarında
    öfke ve kuşku kırıntılarının
    bulutları içinde yüzüyorken,
    içinde tuttuğu bir soluk gibi
    boşaltıverir bir nefes verip aşkını.
    Havasız kuytu köşelerine evin
    kadınca bir parfüm yayılır
    kadınca bir tutukluk yapar elleri.
    Yamalı bir sevginin üstüne
    biraz tuzu eksik olsa da
    fark etmez
    yerine koymak birisini.
    Aşkın tadına hasretlik kattı mı
    tadına hele sırılsıklam eylül....

    Hoyrat ellere vermeye kıyılmazsın.
    Kuru bir ses, kuru bir nefes olsan da
    süzüp eleştiren bakışların
    itaatkar bir öğrenci gibi
    battal bir masanın
    battal bir iskemlesinde
    pencere önünde oturup
    kucaklaşmış gibi çiçeklerle
    yüzleşir suskunluğunda tenin.
    Yüzündeki sert hatlar derinleşir sessice
    meşakkatli günlere kalır artan ömrün
    ve ustalıkla sıyrılır aşkların suçundan.
    Kuvvetli bir esans ve pudra kokusu
    çekmeden yaşamı iki nefes
    bunaltır doldururken genzini
    sevişmeden önce zil zurna.
    Aşkta mekan tasvirlerine dalar gözlerin.
    Ve sonra
    Frapanca giyinip
    çıkarken dışarıya
    yasak öpüşlerde
    gizemli neler döllerdin aşkına.

    Telaşlı elbisen
    ve kır çiçekleri telaşlı üzerinde
    ve kıvrımlarında desenler
    ve adım atışlar telaşlı.
    Bir bıçkın delikanlıyla aşkının
    etrafına saçıp düşlerini
    düz ökçeli rüküş ayakkabınla
    tezat bir yürüyüşün
    bozuk kaldırımlarında sokağın.
    Gözü bozuk bakışlardı çevrende
    içinde bir heyecan yaratan
    parça bölük yarım yamalak
    çarpa çarpa geliyorken
    gece karanlığında birkaç çift ayak sesi
    her şey susmuş yüreğindeki pansiyonda
    hayat durmuş gibi
    şehrin sokakları da.
    Bir kat daha yabancı şimdi
    tozlu aşk sayfalarında
    yalnız bırakılmış cesaretler.
    Bir bakış bir ürperti
    kenar mahallelerinde şehrin
    ve yalnız bırakılmış
    yüreğinin istasyonlarında.
    bir enkazı terk edip
    eski bir elbise gibi üstünden
    çıkarınca aşkını
    koskoca bir hiç kaldı
    koskoca boynu bükük
    bir yalnızlık.

    Ahmet Canbaba

    Cevap Yaz
  • Ömür Yıldırım
    Ömür Yıldırım 23.12.2008 - 22:29

    Rabbim her daim sizinledir........yüreğiniz ferah olsun.......Rabbim kullarını yanlız bırakmaz onlara tasıyamayacagı yükler yüklemez............

    Cevap Yaz
  • Yağmur Kelebek
    Yağmur Kelebek 23.12.2008 - 13:28

    Yaradana hep sığınırız.. kendi hikayemi gördüm dizelerinizde kutlarım yüreğinizi .. Hayatımız acısıyla tatlısıyla var sımsıkı sarılmamız gerek . çocuklarımız için kendimiz için sevenlerimiz sevdiklerimiz için tebrikler Sevgilerimle

    Cevap Yaz
  • Nafi Çelik
    Nafi Çelik 18.12.2008 - 00:33

    Yine yaradana sığınmanız size huzur getirecektir.
    Acılar büyük ama böyle büyük acılara katlanacak gücü de yine Allah veriyor.
    Allah'a sığınınız.... Göreceksiniz ki, yaşadıklarınız bu dünyadaki imtihanınızdır....
    N'olur bu sınavı, sabırla geçin...
    Ve Allah'a sığının...

    Selam ve sevgilerimle...
    Nafi Çelik

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta