Zirvedeki Orkideler.
Gençken yılları hoyratça kullanır sayısız hatalar yapar ve o hatalardan sonuçlar çıkarırız. Sonra bir yığın deneğim edinir bunları dağarcığımızda toplarız. Ama onları hayatımızı yönlendirmeğe kalktığımızda çok geç kaldığımızı fark ederiz.
Bir gün genç biri bir yerde size ağabey demek yerine amca dediğinde hayatınızın ilk büyük şokunu yaşarsınız.Bir devrin kapanışıdır o gün hayatınızda.
Eve gelir aynanın karşısına geçip yüzünüzü incelemeye başlarsınız, yılların izlerini görürsünüz yüzünde daha düne kadar farkına bile varmadığınız o izler öyle derin gelir ki inanamazsınız o yüzün size ait olduğuna. Sonra ellerinizi incelemeye başlarsınız bedenini tanımaya çalışan bir bebeğin incelediği gibi, onlarda da yılların izleri vardır. Küçük kahverengi lekeler takılıverir gözünüze sonra derinizdeki kırışıklıklar, inanamazsınız.
Kızarsınız o size amca diyen gence sanki o yaşlandırmış bu halinizinn sorumlusu oymuş gibi.Sonra tam bu şoku yaşadığınız sırada bir gün bir yerde uzun yıllar görmediğin bir tanıdığınıza rastlarsınız, yanında bir delikanlı vardır.Oğlum dediğinde donup kalırsınız, çünkü sizin hatırladığınız oğlu kısa pantolonlu sümüklü ufacık bir çocuktur.Karşınızdaki ise yakışıklı bir delikanlıdır.
Bir yandan o tanıdığınızla sohbet ederken bir yandan da kendi kendinize düşünürsün, bu delikanlı o kısa pantolonlu çocuksa ben kimim onu bu kadar değiştiren yıllar acaba beni ne hale getirdi.
Eve dönünce bir daha geçersiniz aynanın karşısına bu sefer biraz daha yaşlı bir adam bakıyordur aynadan size. Sonra buğulanır birden ayna ve görmek istediğiniz genç yüzün yansır hayallerinizden aynaya.Sonra ürperirsiniz, silinir o görüntü ve yine karşındadır yaşlı yüzünüz, buruk bir tebessümle.
İşte o gün başlarsınız hayatını sorgulamaya neler yapmak istiyordum, ne kadarını başarabildim ve hayatınızın en büyük hatasını yapmaya başlarsın Nedir biliyor musunuz bu en büyük hata? Onca yılı sorgulamaya başladığınız andan itibaren geriye kalan ömrünüzü farkına varmadan boşa harcarsınız, hiç bir şekilde değiştirme şansınız olmayan geçmişinizi sorgulayarak.
Güveninize lâyık olmayan insanlara nasıl güvendiğinizi sizin hayatınızdan neler götürdüklerini düşünür,üzülür, kızar, isyan edersiniz ama boşunadır.Ne o yıllara geri dönebilirsiniz artık ne de yaşananları değiştire bilirsiniz. Sonra daha da saçmalar ah bir zaman makinesi olsa diye düşünürsünüz, geriye gide bilsem, hataları düzelte bilsem.
Her yaşlı insan mutlaka hayal eder hiçbir zaman icat edilemeyecek olan o zaman makinesini. Geçmişin sorgulaması pişmanlıklar, intikamlar, nefretler , yağmur olarak yağar yüreğinize.Fütursuzca harcarsınız saatlerinizi,günlerinizi, aylarınızı, hiçbir sonuç alamazsınız. Bazen ne yapıyorum der kendinizi toparlar gibi olursunuz ama öylesine caziptir ki nedenler, niçinler, keşkeler yenide başlarsınız kaldığınız yerden.
Sonra bir gün bedeninizde aksayan bir şeyler olur,doktora gidersiniz ve son tokat
patlar yüzünüzde yıllardır ruhunuzu, duygularınızı, benliğinizi taşıyan bedeniniz tükenmiştir.
İnanamazsınız bahsedilen şey sizin bedeniniz olamaz olmamalıdır.Daha yapacağınız çok şey vardır.Aslında panik ve korkudur bunları size düşündüren, on yıl daha zamanınız olsa hiçbir şeyin değişeceği yoktur. Bunu bile, bile aynı şeyi tekrarlar durursunuz. “Biraz daha zamanım olsa”
Oysa hiç kimse yapmak istediklerinin hepsini yapıp gitmemiştir bu dünyadan bunu bildiğiniz halde kabullenemezsiniz. İnsanlar hep mükemmele ulaşmayı ister ama bu ufuk çizgisine ulaşmayı istemek gibi bir şeydir.
Ufuk çizgisine asla ulaşamazsınız ama hedefiniz yaklaşmak olursa bunu başara bilirsiniz. O zaman hayatı dolu, dolu yaşar ve tat alabilirsiniz.
Zirveye ulaşmak bir çok insanın hayalidir. Ama o zirveye ulaştığınızda , dönüp geriye baktığın zaman hırsla tırmanırken farkına bile varmadan üzerine basıp geçtiğiniz kır çiçeklerinin zirvede bulduğunuz orkidelerden çok daha güzel ve değerli olduğunu fark ederseniz sizin için de kır çiçekleri için de artık çok geç olabilir.
Hayatımın her döneminde yapmak istediğim her şeye başlamadan önce kendime sorduğum bir soru oldu. “Değer mi” Bu soruyu hep sorun kendinize, en önemlisi de birileri için fedakarlık etmeniz gerektiğinde sorun.
Göreceksiniz o zaman daha az hata yapacaksınız ve daha mutlu olacaksınız.
Kayıt Tarihi : 18.1.2004 00:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

çok güzel ve çok başarılı bir deneme..
......................tebrikler.....................
..tebessümle...
''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''
TÜM YORUMLAR (4)