Hayata Dair-2 Şiiri - İsmet Zeren

İsmet Zeren
1919

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Hayata Dair-2

Hani nerde/ kan nerde
Su gibi/ yağmur gibi
Damar nerde/ can nerde
Gül gibi/ nehir gibi
Gözyaşları kutsaldır
İnsanlar özlüyorsa
İçilir şerbet diye
Damlalar nehir gibi

Bir damla olsaydım yolunda

Ondan sonra
Çıktı gitti
Ardına baka baka
Ama yoktu işte
Allah kahretsin yoktu işte
Beyaz güvercin yoktu
Kırmızı karanfil yoktu
Yoktu işte yakamozlar
Bakışları kaldı geride
Yapıştı sokak kaldırımlarına
Gün/ gece/ güneş ve fener
Silemedi hiç bir şeyi
Hiç bir şey aslında
Bakışların tarifiydi belki
Ondan sonra çıkıp gitmek
Kolay değildi belkide
Allah kahretsin...
Git diyorlardı
Gitmek zamanıydı belki
Çıkıp gitti işte

Çıkıp gelseydim peşinden

Hat bulduk yürümeye
Hayat bulduk sürmeye
O yedi renkli zaman
Şimdi nerede
Çınarın gövdesinde
Yeşil çentiğin kaldı mı hiç
Yavrum/ yiğidim
Duman tütsün bacandan
Kış inmesin paçandan
Kürkü yok korkuların
Isıtmaz düşlerimi
Hattı sattı diyorlar
Hayatı battı
Bir avuç dinamit
Ve bir kibrit çöpü arasında
Hayat hattını çizdik ihanetin
Kem gözü bedduada yoksulluğun
Kurşun ciğerde
Mavzer duvarda
Uzanıpta yatasım geliyor yanına
Yavrum /yiğidim
Duman tütmüyor artık
Kış dinmiyor

Damla damla yollarına dökülürdüm acıdan

Uslanırsın demiştin
Çırpınmaların geçer/ durulursun
Ve hatta
Utanırsın ağladığına
Tam on iki yıl geçti
O mevsimin üstünden
On iki bahar
.............sensiz...
Kadınlar geldi geçti
Yatağımdan
Hiç girmeden düşlerime
Ama elimin eline
Elimin göğsüne
İlk değişini unutamadım
Senden sonra
Hiç utanamadım...

Damlalar birikirdi yollarında....

O sonsuzluktaki bayram
O taş duvarların içimizdeki yükselişi
O kaçışlar çadır kızlarından
O rakıyı ilk içişimiz bir su başında
Hayır...
Sen değilsin
İçimde ki o
Nesne vardır yakar mum ışığını
Nesne vardır kanatır adamın kafasını
Ama benim haykırışım
Benim naram
Al bir beşikte ki bebe kadar
Özgür olmak ister kendince
Fakat gece
İndikçe ensemden ayaklarıma
Yürümez olurum dost dergahına
Albızın köpekleri
Keser yolumu
İki dam arasında sidiklenir muhabbet
Sonsuzlukta ki bayram
Çiftleşir taş duvarlarla
Taştan inekler doğar
Taş ocağında duman tütmez
Bilirsin..
Çünkü benim gibi
Rakı içerken her cuma
Sende
Serhoş kafirsin

Damla damla eritirdi hasretin...

Bir rüzgardı demiştin
Gelip geçmedi işte
Savurdu herşeyimi
Değirmen olup döndü gençliğim
Kavurdu/ezdi/un ufak etti/ savurdu işte /savurdu
O yüzden rakı içerken/ şarap açarken/ ölümüne gavurdu işte/ gavurdu
Savurdu neyim varsa/ acımadan savurdu
Bir diyardan bir diyara
Tozlu bey gibiydi
Geldi geçti
Yani 'Kiziroğlu Musatafa Bey' gibi
Bir hışımla geldi/geçti
Öylesine hızlı
Öylesine çarpıcı
Avucunda güneşi saklardı
Gaz lambasının ışığında
Ve dünyayı göğsünde ısıtırdı
Öylesine sıcaktı
Ve öylesine ısıtıcı
Kapılmamak mümkün mü
Mümkünse gelde sen kapılma

Damlalarında terinin kokusu vardı erkekliğimin

Ağlama sevgi bitti diye
Sevgili çekip gitti diye
Yeter ki sen sevmek iste
Yeşil bir ağaçta bulabilirsin
Sevgilinin gözlerini/ sesini
Hele birde meyve veriyorsa
O gözlerden daha sıcak
Olacaktır inan
Bir sokak köpeğinin sırtını okşarken
Sevgilinin tenini hissedebilirsin
Eğer verdiysen ona
Bir kaç dilim ekmek
Kaybettiğin inancı bulabilirsin
Etrafında zıplayarak dönen bir inanç
Eğer sen istersen gülüm
Ne sevgi biter bu evrende
Ne sevgili eksilir çevrende
Sadece şekil değiştirirler
Ve birde coşkuyu

Damlalar sevinç gözyaşlarına dönebilir
İlk günkü gibi ağlayabilirsin.....

İsmet Zeren
Kayıt Tarihi : 27.7.2008 06:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmet Zeren