Ölüm bizi tâkiptedir, reddetsek de biz ölümü...
Belli olmaz nerde biter, perdemizin son bölümü...
En iyisi, bir dost gibi, Azrâîl ' le bir yürümek;
Belki erken keser atar, yaşam denen bu zulümü...
Hayâtın her çilesinden, pay almışsak; yaşamak ne...?
Engel mi var, yerküreyi, cehenneme çevirene...?
İmkânsızlık bağlar kolu, her yan, yılan, çıyan dolu;
İfritleşmiş zorba güçler, dünyâyı eder vîrâne...
Alınlarda kara yazı; önde, yolların çıkmazı...
Bir taraftan, nasip diye, bize düşen azın azı...
O selâmet sâhilini aramaz da ne yaparsın; ?
Ya öl, ya da tıngırdat dur, elindeki kırık sazı...
Haykır; bu kahpe âlemde, çıkmaz garibin âvâzı...
Aslında zordur yaşamak; sulh ve sükûn olsa bile...
Yükün ağır, gücün azdır, bağlar seni binbir çile...
Bir de nâmert, kalleş kuldan; gelen, tekme, çelme, hîle...
Gün be gün başın eğilir, eğilmezsen kırılırsın;
Bu mecbûrî kavgalarla, ömrün tükenir nâfile...
Bir de, yersiz savaş denen; cehennem'in benzeri var...
Ölüm kusan binbir silâh, mazlumları kırar, doğrar...
Nice, aklını yitirmiş, kâfir, şeytanın dölleri;
Kan ve irin deryâsında, insanlık rûhunu boğar...
Azar kudurursa toplum; rahmet, kısmet, pek az yağar...
Kanı kurtlu nice aymaz, kızıl tekeden süt sağar...
Kardeşlik ve birlik rûhu, harcanırsa hovardaca;
Bahtlara hiç güneş doğmaz, merhâmetten maraz doğar...
Kayıt Tarihi : 2.5.2008 14:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!