Ey hayat, bahtıma kilit vururken,
Anahtarı hangi denize attın?
Elin hep yakamda, nedir bu öfken?
Yetmez mi, canımı her nefes tattın?
Eğer türlü türlü cefalarından,
Kaçıp da muhacir olamıyorsam,
Halâ umudum var cezalarından,
Belki af bulurum, hicre doyarsam..
Düğüm düğüm yuttum onca seneyi,
Hep yalnız, kimsesiz.. şişti boğazım!
Dağıttım haneyi, deşdim sineyi,
Yoksa daha beter dertler mi lâzım?
Yar peşinde yar koynunu kaybedip;
Yıllarca şuursuz arattın bana..
Her halimi aleyhime kaydedip,
Tehditle dünyayı daralttın bana…
Benim sonum, senin sonun, bilesin!
Her kula bir hayat, izinli zaman..
Vefanı görmedim, desem hilesin;
Beni alt ettiğin cilveleri an…
Akıl nokta nokta sokarken beni,
Doğum sancısını yenmişti annem.
Hakikât önüne katarken beni,
Ayrılık.. ayrılık.. demişti, annem…
.
Onuncu yaşımda dediği çıktı,
Ayrılık ruhuma saldı irini!
Kendine gel! deyip, şöyle bir sıktı;
Azar yedim gökten: çek ellerini!..
.
Anne, bir şey söyle; bir şey de anne!
Sen mi kardın gözyaşımla hamuru?
Eğer bu kaderse neme bahane?
Buluttan inmiyor insan yağmuru…
.
El ve cep arası dar mesafeyi,
Gezdirdim şuursuz, iki yanımda.
Aç köpekler gibi binbir geceyi,
Sahipsiz geçirdim, öz vatanımda.
İçimdeki boşluk doymak bilmedi,
Bazen semaları yuttu nefesim.
Neden bir tanedir anne adedi?
Niçin annem değil, hayat kafesim?
Ve fıtrat eşini bul dediğinde,
Sandım ki yalnızlık helâk olacak!
Ayrılık getirmiş yar eteğinde,
Artık gözlerime hasret dolacak.
.
Ağrı dağı olsa belki taşınır,
İçimdeki uhde büker belimi..
Çelik olsa yürek yine aşınır,
Akıllı mı çeker, yoksa deli mi?
Arz, gövdemi fezalara bırakmaz..
Çeker yere yere perçinler beni.
Ukdem başka ezalara bırakmaz,
Sır olup gittiler, seçenler beni…
.
.
.
Yakışmazdı bana öfke bilemek,
Ben ki faniliğin numunesiyim.
Dilemek, hayattan bir şey dilemek;
Bir yudum huzurun divanesiyim.
Elan gökten kayan benim yıldızım,
Belki ötelerde yer gösteriyor..
Ne bedel ödeyen, ne de hırsızım;
Bir gam, dudağıma meme veriyor…
Hazin lehçelerin binbir lügatı,
Halimi izaha etmez kifayet.
İçimde dolaşan hırçın karaltı,
Tiksinerek beni yuttu nihayet.
İnsan olmak güzeli de talihin,
Batırmasaydı yar vefa teknemi!
Ey kara haber muştulayan kâhin,
Nasıl düşman ettin bana gölgemi?
.
Uyuz köpek zahir, yar çöplüğünde;
Eşindim, eşindim: kuru bir kemik!
Bir avuç da zehir at döndüğünde!
Ve iskeletimi hedefine dik!
Halil İbrahim Alboğa
Kayıt Tarihi : 2.10.2017 22:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!