İndim, zamansız mekansız o bilinmez yerden
İndim, alemi ervahtan, ve rahmı maderden
İndim, kalubela denilen müthiş seherden
Ben zamandan daha kadim mekandan daha yüce
Bende, bütün efsunlar sırlar, bende bilmece
Sabavetten düştüğüm bu yer, belaki bela
Ah, bir okyanuski yanıyor, susuz kerbela
Görürümde inanmam, çözemedim hala
İçimde, azgın birisi var inanma diyor
Başımda zerre kalkıp polat bir dağ iniyor
Sabavetki ilk durak, yolda kurulan kermes
Çelik çomak oyunu ilk çılgınlık ilk heves
Altı çivili salon, neon ışıklı kudes
Bir oyunki imtihan, müellifi göklerden
İlk oyuncu sürüldü, buraya başka yerden
Yediģin, içtiğin, giydiğin, sanmaki beleş
Bir deli postudurki misk ve amber kokan leş
Taşkınlıklar depreşir, gurup ederken güneş
Bu alemi örterken göklerden inen perde
Bir mavi buncukki bu, koşuyor bir seferde
Sabavetten gençliğe geçilirken üç eşik
Emekler heba olup pazara düşer beşik
Filinta endamların gururu delikdeşik
Zıvanadan çıkarak nefsi ile yoğrulur
Yosmalaşan renklerin girdabında boğulur
Asar, keser, gam yemez, kişi genclik çağında
Doludizgin iki at, koşmakta ayağında
Aklı dağlar devirir, gönlü yar kocağında
Kör, sağır, laf anlamaz, arlanmaz sinsi nefis
Söylemler süslüpüslü, bütün eylemler habis
Hercai menekşeler yedi verendir gülüm
Fosforlu misketleri ben saymakla meşgulüm
Zıtlıklar diyarında, terennümde bülbülüm
Akıl dinlemiyorki, kulaklar ne anlaşın
Bu çürüyen dekorda, irem nasıl canlansın
Ve dördüncü eşikte yolu keser tefekkür
Ayaklanır hakikat, kalbin kalbine yürür
Şükrün şah damarına nedameti götürür
Tutarsız çılgınlıklar bağlanır son vadeye
Gafletin köşkünde taht, dönüşür viraneye
Bu girift bilmecedir,bilirmisin ey aziz
Bilinmeyen giz dolu, bilinen esrarengiz
Uzaklık el altında, yakınlık sırlı deniz
Bu sırrı bilen biri gelsede imdadıma
İbrahim hakkı geldi, şimdi benim yadıma
Kulağıma fısıldar, nurdan teşekkül cellat
İlik küser kemiğe, lerzeye gelir hayat
Kor nefesi harlayıp,kılıç bilerken memat
Sükunet kazanında mayalansın tevekkül
Burda sararan dallar, orda açacak sümbül
Asıl ismim silindi, benim adım ihtiyar
Çocuk, gençlik, yaşlılık, dolaştım diyar diyar
Fıtratı ak pak olan bu yollarda bahtiyar
Mirasçıma bayramdır, torunlarımda düğün
Ben azar yemekteyim, her günümde üç öğün
.........vesselam....
Kayıt Tarihi : 8.4.2023 01:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!