Hayat hiç kimseyi özlemediğim günleri özlemeyi öğretti bana,
Bütün sevdiklerimin yanımda olduğu, özlemeye ihtiyacım olmayan günleri,
Güvercinlerin peşinden koşan o haylaz çocuklar nerede şimdi?
Siyah beyaz bir fotoğraf karesine sığdırdığımız renkli sevinçler,
Yalansız, dolansız gülüşler,
Bayram sabahları öpülen sıcak eller,
Haziran akşamlarında bahçede yanan semaverler,
Adına mutluluk dediğimiz o tuaf şeyler,
Bir sabah kopan bir uçurtmanın peşine takılıp gittiler,
Ve bir daha geri dönmediler,
Sonra özlemeyi öğretti hayat bana büyürken,
Hüzünlü şarkılar dinlemeyi, sigara içmeyi,
Keder büyütmeyi öğrendim içimde,
Her giden yüreğimden bir parça aldı,
Hiçbir zaman tamamlanmayacak bir puzzle’nin parçaları gibi,
Yüreğimin her bir parçası ayrı bir şehirde kaldı,
Sonra bir gün sen çıka geldin,
Tamamlandığımı sandım bir süre,
Kederlerimi sevince dönüştürdü gözlerin,
Ama uzun sürmedi işte, sende diğerleri gibi gittin,
Yağmadan arta kalan yüreğimin en büyük parçasını alarak,
Sevgi’nin hacize uğradığı günlere denk geldik,
Hayat bizi çok ucuza sattı,
Üstümüz bile kalmadı, tükendik,
Çokta takmıyorum aslında bunu kafama,
Çokta hırpalamıyor gidişin beni,
Özlemeyi biliyorum artık ne de olsa,
Hüzünlü şarkılar dinlemeyi,
Sigara içmeyi,
Keder büyütmeyi biliyorum içimde,
Ve yazdan kalma günler yaşanmıyor artık bu şehirde,
Hayat ilkbahar’larımı çoktan bozguna uğrattı,
Nisan yağmurları da o kadar güzel değil,
Eylül akşamları da,
Deliksiz bir uykuya hasret uzun zamandır gözbebeklerim,
Belki de ömrümün sonbaharıdır bu zamansız, telaşlı günler,
Yüzümdeki çizgiler,
Beyazlayan saçlar,
Uzayan sakallar,
Yağacak kar’ın, gelecek kış’ın habercisidir belkide bu yaşananlar,
Ya da yaşanmaya çalışılanlar, yarım kalanlar,
Şimdi hayat hiçkimseyi özlemediğim günleri özlemeyi öğretiyor bana,
Bütün sevdiklerimin yanımda olduğu, özlemeye ihtiyacım olmayan günleri,
Oysa en çok özlemeye ihtiyacım var şimdi,
En çok’larımı, keşke’lerimi, boşver’lerimi,
Demli bir çaya, bir yudum sigaraya sığdırdığım hüzünlerimi,
Güvercinlerin peşinden koştuğum günlerimi,
Haziran akşamları bahçede yanan semaverleri,
Adına mutluluk dediğimiz o tuaf şeyleri,
En çok’ta her bir parçası ayrı bir şehirde kalan yüreğimi,
En çok’ta seni,
En çok’ta kendimi, özlüyorum,
Sonra keşke diyorum,
Keşke gitmeseydin diyorum,
Ama boşver diyorum,
Kahrolmayı biliyorum nasıl olsa,
Özlemeyi biliyorum artık,
Sigara içmeyi,
Keder biriktirmeyi içimde,
Bir unutmayı öğrenemedim,
Bir de boşvermeyi,
Bir de çekip gitmeyi,
Hayat’tan arta kalan ne varsa şimdi,
Devrik cümlelere doldurup,
Yüreğimdeki boşluğa sunuyorum,
Kahır dolu sözcüklerin cesedi kalıyor dilimde,
Kahretsin, nasıl becerebiliyorsam artık,
Hala seni seviyorum,
Ama kahrolmayı biliyorum artık merak etme,
Özlemeyi biliyorum,
Sigara içmeyi,
En çok’ta seni,
En çok’ta kendimi özlüyorum…
Kayıt Tarihi : 5.5.2014 23:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!