Beni, önce sen vurdun anne…
Nemrut pusularda yatan, vatansız eşkıya mı sandın?
Oysa...! tenim de tıfıldı yüreğim kadar,
Hâlâ zihnimde mıh gibi çakılı duruyor...
Hani bana şirince, “meleğim” diyordun ya,
Bağışla, ama…
Anlayamadımki, meleklerin düşmanı olur mu?
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
“Hayat, senin ederin kaç kuruş? ” diyemedin ... şimdi, simsiyah bir sessizlik gibi hatıralar, Vakit, yapay çiçek zamanı... Homojen mutlulukların ardına sakladım,
Bütün göz yaşlarımı... Etkileyici ve sahici. Acının yaraşıp yakıştığı bir şiir olmuş, emeklerinize sağlık.
hüzün damlıyor bulıtlardan inadına kalemin mürekkebine hükmeden yüreğin nağmelerigibi tebrikler
antolojinin onlıne sayfasında dolaşırken rastladım size ....yanılmadığımı bir kez daha gördüm ....böylesine derin bir kalemle buluştuğum içinde keyif aldım....
hüzünlü satırlarınız belki ama ...içeriği düşündürücü.....asil duygularınızdan dolayı kutluyorum yüreğinizi...saygıyla beyefendi...
müzeyyen başkır
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta