Öğreneceğimiz çok şey var hayatta,hayata dair. Yaşadıkça öğreniyor insan hayatı. Her insan kendisi için yazılan rolleri oynuyor hayat sahnesinde. Herkesin farklı rolleri var hayata dair. Kimi başarılı rolünde,kimi acemi ya da rolleri zor, çalışmamış rolüne.
Her saniyede hızla geçiyor zaman,saatin tik tak seslerine karışıyor velhasıl!
Hayat mediveninin basamaklarını bir bir tırmanırken basamaklar yorar insanı.Her basamak insanın hayatından çalınmış bir ömür, demektir.Hızla çıkarken basamakları, ömrün geçmekte olduğunu ve telafisiz olduğunu farketmeyiz bile.
Hoyratça yaşadık hayatı, Kalpler kırıldı tamiri imkansız.Yaşadığımız hayal kırıklıkları ile üzüldük, yıprattık bedenimizi. Tükenmişlerde Yaradana sığınmak en son çare oldu her zaman.Fakat hayattaki süprizler,yalnız olmadığımızı hatırlattı bize hayat sahnesinde.
Hayatın gerçeğine varamadık hiçbir zaman.Kaptırdık kendimizi koşuşturmalara.Çok şükür ki hayat girdabında kaybolacakken bir el uzandı ötelerden, esirgeyen ve bağışlayan sıfatıyla.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.