Hayat öpücüğü
Küçük detaylarda takıldı gözüm
Minik nüanslara dargın aklım
Dokunsalar ufacık dilim kalbim
haykıracak
Duyan da olmayacak farkındayım
Baktığımda noktalara merceklerin
nüktesi silinmiş günlerimde en dalkavuğuyla
Gözlerim de sağlam, sıfır numara
İçinde kaybolduğum boşluk gibi
yokluğun ortasında
O boşluk çevresine değer biçen
Yüceltmeye bilen yanındakini
Gözlerim de sağlam, sıfır numara
Görülmemesi yok sayılması gerekeni
saplayıp duruyor hafızama
Gariptir tercih de değil mesela
Elimde değil gözlerimde değil
Beynim de değil der bu yaşamak
"Bende ıstırabı boşlukların
kalmamışken boş yerim"
Sıfır kadar boş sıfır kadar dolu
Bilmem Rabbim bilemem nasıl olur
Hayatın sonu can çekisirken gözlerimin önünde
Damarlarına hücum ederken zehir
Kalbi durmuş, bitkisel hayat da değil
Mimarinin kurbanı olduk betonlarda kızışırken hâlâ
şükür ki meclise girmeden çıkardığımız ayakkablarımız
Meclis de mescitte olur mu tekrar
evlerimiz
Hayat can çekisirken hâlâ gözlerimin önünde
Şehla olmuşum dönüyor başım
Yaşamak burnumun dibinde
Ben burnumu gitmek arzusuna
nefes almak sevincinin ölümüne
kozalak mahallesi huzurunun çekiciliğine soktum
sanıyordum
maydanoz da olurdum bittabi mezarlıklara
Nereden baktım nereden şahit oldum
hayatın müşahede odasına
Sorsalar ne derim ben değil hayır
ben olmaz ama o, ölmesin
Elimden de hiçbir şey gelmiyor
Sapanlar çekilmişken tüfek namlularına
Sayılırken kemikleri insanlığın
Hâlâ minnacık noktaların derinliğine batıyorum
Gözlerim, sıfır numara
Hayatın dibinde kötü kokular geliyor burnuma
Refleksen uzaklaşmak bildiğim öğrendiğim
bende vücut bulan
hayattan
O an bu resme çerçeve
Hayata ilaç diye yutturulan
Sınırlayan insanı hayatı hududlayan
Estetikten nasibini almamış sıfırı
anımsatan
Kültürü görüyorum popüler sıfatıyla dayatılan
Kaçmak ama kurtulmamak
kurtulmak istememek
Hayatı kurtarmanın yaşamanın kuralı
bu
Oyunsa kuralına göre oynayacağım
Yoksayamadıklarımızın altında ezilmeyeceğim
Ezilmeyeceğiz!
Hayatı güllerle çevreleyeceğiz
Kötü kokular gelmeyecek burnumuza
Teferruatları yok saymayacağız ama
kurtlarının da izin vermeyeceğiz
kemirmelerine bizi parça parça
Dik duruşlarla çatık kaşlarla
bazı bazı
tebessümlerden kalan zamanlarda
İlaçlayacağız ağaçlarını yaşamımızın
Sonra yiyeceğiz işte meyvesini sabrın
Diyeceğiz elimizden geleni yaparken
dayanabilmekmiş sabır
Mukavemet verirsin Yarabbi diye
bağıracağız
Öyle bakacağız ki sonra hayata
Gözlerimiz sıfır numara
Değeri de aşağılanmayı da
Bakışlarımız sağlayacak bitkisele dahi
girmesine izin verilmeyen hayata
Güllerle çevrili günlerde oynayacağız oyunumuzu
Yasak olduğuna inandırdıkları meyvesinin sabrın
tadına bakmak isteği hatırlatır da belki
ayıklanır diye insanoğlu
bitlerinden
Gül'ün de Adem'in de en güzelini yaşatacağız
Daldan dala atlayan insan ve hey
dalını budağını yitirmiş hayat
Ölmemeyi de artık ölmemeninki kadar çok istiyorum
İstiyoruz!
Benle başladık biz oluyoruz
Benlerin içindeki bizleri görüyoruz
bizlerin içindeki benleri
yoksaymadan
Yaşayıp gitmiyoruz da giderek yaşıyoruz
Kimi göre göre kimi paldır küldür
farkına bile varamayacak kadar
kör ediliyor saldır kültür!
Kayıt Tarihi : 6.8.2022 23:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Veysel Akbaba](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/08/06/hayat-opucugu-10.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!