Hayat nasılda tersine döndü, unuttuklarım ilk ismim oldu şimdi, kupkuru ellerim, kağıtlara sarıldı..
Bak,
nasıl da uyandı içimizdeki sessizlik,
camın kenarında sigara içerken, biri kulağımıza üfledi sanki hüznünü,
oysa hiç kimseyi yüz üstü koymadık, o bol ağrılı geçmişimizde,
ya da kimseye eskitilmişlik bırakmadık…
hep en ağır yük bize kaldı bilirdik, hep evlerin mobilyalarını ben boşaltırdık,
ve ev sahipleriyle, kamyoncularla muhatap olurduk,
ve gece yarıları sabaha çeyrekler kala her şey imitasyon bir sevgiymiş gibi, göz yaşını sokağa dökerdik için için.
Söylenecek bir şey var mı? Ya da söylenmesi gereken ne?
mektubunu aldım. ve belki biraz hayretle merak ettim seni… o izsiz seni.
ve merak ettim o biriktirdiklerini,
öyle ansızın uyandırdın içimdeki beni,
arkamdaki pencereden sırtımı yakan gün ışığını bile sessizliğe koydun,
hayatın pek çok acısının yanında…
şimdi kendimle hesaplaşarak, yalnız ölüme yürürken, içime bir ukde düşürdün…
Madem söyleyeceklerin, verilecek emanetlerin var,
bu yükün altında sıkılmaların,
kelimelerini dökmenden öte ne diyebilirim?
Kayıt Tarihi : 21.6.2006 01:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!