Ruhlar gardiyan, zindanda hayat.
Zifiri eller, yalancı şefkat,
Küflü sözler bayattan da bayat,
Zehir yüklü sahte gülüş kat kat.
Maddiye gönülden köle bakış,
Sanki sona varmayacak akış!
Kar siyah, Kaf’ta mahsur masum kış,
Zebani engel, kapalı çıkış.
Hariç etiket, etiket kıymet,
Uymayana dünyevi kıyamet!
Sağır gürültü, boşuna medet,
Düştün, nasırlara dost ol, sürün!
Kürk önde, yürü arkaya beden,
Kefede ederin, kâğıt desen,
Tartı düzelir diye beklesen,
Kendisi haksızlığından bezen.
Doğru intihar, yanlış iftihar,
Büyük kayıp! Hangi damarda ar?
Kupkuru diyar, yapraksız bahar,
Dimağ yok-sun, bütün uzuv ağlar.
Gözler ensede, yerde kulak
Kokular pis, illet etmiş kalak
Kardelen eriyikte, boş çıkrık
Ağızda başkası kalabalık
Şu ışık aslında fecrikâzip,
Loş tariki bile nefse cazip.
Aldatma kendinde, özde hizip
Afyonlu resim sunulan, çizip
Gelince ayrımsız mutlak saat,
Kesilir yırtınsa candan takat.
Kimine müjde kimine tokat,
Ezelden verilen kutlu vaat.
Yol ah yol, üstündekini ezen,
Birden kenarda gerçeği sezen,
Kin dolu rüzgar acımasız esen.
(Nerdesin rahatım, hülyam, SEN!)
Eriyik:Magma manasında
Fecrikâzip: Sahte ışık.
Tarik: Yol
Kalak: Burun
Kayıt Tarihi : 12.4.2007 09:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)