Hayat Hikâyelerinin Merhametli Yazarı: S ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hayatı kusurlarıyla yansıtan sırlı bir aynanın önünde durup içimize bakarken bizi en çok ne korkutur? Gördüklerimizi dillendirecek cesarete sahip olmadığımız gerçeği mi? İnsanın kendi derin uçurumundan aşağıya bakıp bazen isteyerek unuttuğu puslu geçmişiyle, ruhunun derinlerindeki kırılma anlarıyla, zehirli hatalarıyla yüzleşmesi fevkalade sancılıdır elbette ama en az o sıkıntılı karşılaşma kadar ürkütücü bir hakikat daha var. Kendini olduğu gibi anlatarak iz bırakma arzusuna karşın bunu yapamayacak olma endişesi.
Bu içgüdüsel hezeyanın sadece sanatçılara, yazarlara, kahramanlara ait olduğunu düşünmüyorum. Kendini ‘sonsuzlaştırarak’ Tanrı mertebesine ulaşma tutkusu insanın en hakiki ve anlaşılır zaaflarından birisi sanırım. Bunu gerçekleştirmenin farklı yöntemleri var. Sanatçı bunu yapabildiği ölçüde Tanrıya biraz yaklaşabildiğini hissediyor belki ama yine de kendisini olduğu gibi anlatabilmekle ilgili ‘yetersizlik’ duygusunu yenemiyor. Gerçek hayat hikâyeleri bu yüzden hep biraz eksik kalıyor, sadece sezgileri çok güçlü başka ‘Tanrı yazarlar’ o eksikliği tamamlayarak onları sonsuz kılıyor. Onlardan da fazla yok maalesef.

Ona kızamıyorsunuz...
Geçtiğimiz yüzyılın biyografi yazarlarının en iyisi bana göre hiç tartışmasız Stefan Zweig’dı. Onun unutulmaz hikâyelerini, denemelerini edebiyatla ilgilenen hemen herkes bilir ama ben onun mükemmel biyografilerine burada haksızlık edildiğini düşünüyorum, yayıncıların ihmalkârlığı yüzünden yeterince bilinmiyor çünkü.
Tuhaf bir inat, ısrar, fedakârlık ve şefkat duygusuyla hayatının önemli bir kısmını onlarca yazarın, tarihî kişiliğin hayatını anlatmaya adamış bir edebiyatçıyı neden sevdiğimi açıklayabilmek pek kolay değil, zira o yazmaktan fazlasını yapıyor. Onlarla birlikte anlaşılması güç hayatların karanlık dehlizlerinde sakince dolaşıyor. Yavaş, yavaş, ne yaptığını bilerek, temkinli, sakin ama kalp çarpıntısını unutmadan. Bazen çok iyi tanıdığı yazar huzursuzluğunun sebeplerini anlamaya çalışıyor, bazen de insani kusurlarını, edebî zaaflarını ve korkunç özelliklerini hiç tereddüt etmeden gösteriveriyor. Ve siz sevdiğiniz yazarları acımasızca hırpaladığı için ona kızamıyorsunuz. Onları yaratıcılığın kutsallığına yaraşır zarif bir üslup ve içtenlikle mesafesini hiç kaybetmeden anlatabildiği için daha ziyade minnet duyuyorsunuz.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta