Orta öğrenim gördüğüm sıralar Türkçe dersimizde bir yazıyı işlemiştik. Yazarı aklımda değil. Yazının çoğu da aklımda kalmadı. Aklımda özü kaldı;
Bir keşiş, insanlardan uzakta ıssız bir alanda inzivaya çekilmişken insanların çirkinlikleri, imansızlıkları onda hayatın yaşamaya değmediği görüşü uyandırmıştı. Ayağa kalktı ve ellerini havaya açtı. Tanrıdan tüm dünyayı helak etmesi için duaya başladı. Kararlıydı ki, duası kabul oluncaya kadar hiç hareket etmeden bu şekilde duracaktı.
Günler geçti, o hep öyle hareketsiz durdu. Bu hareketsiz nesneyi ağaç sanmış olacak ki bir serçe onun avucuna yuva yaptı. Yumurtladı ve kuluçkaya yattı. Yumurtalar açıldı civcivler çıktı. Bu süre zarfında yine keşiş kıpırdamama konusunda kararlılığını sürdürdü. Ama onu buna iten niyet giderek değişti. Bu minik kuşun ve yavrularının korkup kaçmamasıydı artık onu orada tutan.
Civcivler büyüdü ve yaşamın zorlukları ve güzellikleriyle kendileri savaşmak üzere yuvayı terk ettiler.
Keşiş kollarını yavaşça aşağıya saldı.
Şu küçücük kuşlar bile ona yaşam dersi vermişti.
Hayat yaşamaya değiyordu...
***
Gündüz Kılıç’ın anılarından bir parça okumuştum. Bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı oluyor. Galatasaray’ın şampiyon olması için beraberlik yetiyorken Fenerbahçe maçı 3-0 kazanıyor. Gündüz kılıç düşünceli… Eşiyle konuşuyor gecenin geç saatlerinde. “Ben canıma kıymak istiyorum” diyor eşine. “Ben de” diye yanıtlıyor eşi. Beraberce son vereceklerdir yaşamlarına. Bir süre düşüncelere dalıp öylece bekliyorlar. Ta ki sabah ezanı okununcaya kadar. Sabah sessizliği içinde ezan sesi onlara “Hiç yaşama son vermeye değer mi Allah’ın yarattığı bunca güzellikler varken? ” şeklinde duyuluyor sanki.
***
Ankara’dan bir hanım kız bana bir mesaj yazarak yardımımı istedi. Aslında görüşlerimi. Konu “Hayat Güzeldir”. Yani hayatın yaşamaya değer olduğunu gösteren örnekler…
Yukarıda yazdığım iki örnek dışında da o kadar örnekler var ki…
Hele bir tanesi, asla buraya yazılmadan geçilemeyecek bir örnek…
Çocukları olmayan bir çift, yetimhaneden bir kız çocuğu evlat ediniyorlar. Daha bebek olan bu kızın engelli olduğu anlaşılıyor. Doktorlar iyileşmesi konusunda güvence veremiyorlar. Yakınları onlara bu çocuğu yetimhane’ye geri vermelerini öneriyorlar.
Onlar öyle düşünmüyor. Onlar bu minik bebeği sevmişlerdi. Ola ki kendi çocukları doğmuş olsaydı ve özürlü olduğu gerçeğini öğrenselerdi ne yapabileceklerdi? Onu yetimhaneye mi vereceklerdi? İşte bu da onların çocuğuydu…
Kızları için her olanağı kullanıyorlar. Kızları büyüyüp aklı erdikçe o da yaşam hırsı ile anne ve babasına en büyük desteği veriyor.
Bu kız şu an öğrenimini Açık Öğretim Fakültesine sürdürüyor. Yaşadıklarını kaleme almış, “Hayat Gülümsersen Gülümser Sana” diyor kitabının kapağında. Biz büyüklere sesleniyor ve yaşam dersleri veriyor dünya tatlısı kızım.
Hayatın güzelliğinin, yaşamaya değer olduğunu anlatan örnekleri bana sorarken en güzel örneğin kendi yaşamı olduğunu belki biliyor ama alçak gönüllülüğüyle bunu belirtemiyor Hanım kızım…
Hayatın güzel olduğunu anlatan en güzel örnek senin yaşadıklarındır kızım…
Gülümseyeceğiz hayata ki gülümsesin bizlere…
(06.02.2008)
Kadir TozluKayıt Tarihi : 7.2.2008 11:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tebrikler efendim. Gerçekten hayat güzeldir, güzel olan taraftan bakarsan. Not kadır bey ben arada bir gelip burda kafamı dinlemek istiyorum sakıncası yoksa. selamlar.
hiç kapatmak istemedim...
kalemin daim olsun sevgili babam....
Gülümseyeceğiz hayata ki gülümsesin bizlere…'
Bu cümle bile yeterli hayata dair..
Gamzelerin arasına gizlenmemli tebessüm ...
Yaşama en güzel rengiyle sunabilmeliyiz gülüşleri gökyüzünde özgürce uçan kırlangıçlar gibi...
Çok güzeldi...
TEBRİKLER ...
TÜM YORUMLAR (15)