Hayat BU Şaka mı Sen Oyun mu Sandın Yaşamı

Mahmut Nazik
3917

ŞİİR


55

TAKİPÇİ

Hayat BU Şaka mı Sen Oyun mu Sandın Yaşamı

HAYAT BU ŞAKA MI
OYUN MU SANDIN YAŞAMI

Hayat bu dostum,
Şaka mı?
Öyle kendiliğinden gelmez
Sevda,
Mutluluk
Aşk zamanı.
Sen,
Oyun mu sandın yaşamı?
Yürek ister, sevgi ister,
Emek ister, bilgi ister
Adam gibi getirebilmek akşamı

AŞKTAN ÖTE DUY
Aşktan üstün duyguları
Olmaz öyle
Sakız çiğner gibi,
Kuru azık yer gibi,
Yalaktan su içer gibi;
Olmaz öyle
Saman tadında sevişme.
Yaşamak hani,
Uydurmadan kitabına
Yani yaşamak
Sığmayan bir sevdadır kabına

HAYAT BU DOSTUM,
Olmaz öyle
Her tabuya eğil;
Hani öylesine
Bir uğradım işte,
Gelip geçer gibi değil.
Olmaz öyle
Löke çökmüş develer gibi,
Hayatı geviş getirme.

İÇTİĞİN SUYU DÜŞÜN MESELA.
Süzülüp geldiği çam dallarını,
Elma ağaçlarını;
Akasya çiçeklerini getir aklına.
Bulutları düşün,
Yıldırımları şimşekleri…

Tadını damağında duy,
Yalayıp geçtiği yarpuzların.

Belki içtiğin su:
Bir ırgatın teri;
Kim bilir belki de bir güzelin gözyaşları

Yani,
Yaşamı ciddiye alacaksın.
Bir tas su içmek bile
Ciddi mesele

Ömrü kesilmiş hastanın hayatı gibi,
Son nefesi, salâvatı gibi;
Anne yavrusunu yoklar gibi;
Hani, olmadık zamanda
Bir anıyı koklar gibi;
Sevgiliyi okşar gibi sarılmalısın hayata.

Şöyle göynük gibi utuşsun da kanın,
Tadı damağında kalsın gülüşlerin;
Tadı damağında kalsın sevişlerin.
Tadı damağında kalsın
Her anın
Her zamanın.

Yaşarken
Bir yanın güler, güle dururken,
Hazana durmasın,
Hüzün vurmasın diğer yanın.
Hakkını ver
Sabahın akşamın.
Hakkını ver her işte
Her şeyde yaşamın.

Ne Karun’un kibrine yenil
Ne Firavunların fermanına eğil.
Delisi divanesi olmalısın,
Tam on ikiden vurmalısın.
Bir erik gibi çiçeğe durmalısın,
Hayat bu, o kadar basit değil.

Göklerden,
Düşlerden,
Düşüncelerden indireceksin;
Bilgiyle büyüyüp,
Sevgiyle büyütüp,
Erliğinle, erdeminle
Büyüleyeceksin yaşamı.

Bir kere gelir,
Ömrü hayat dediğin başa.
Sonu yokluk madem
Nedir bu telaşa
Aşkın ay gibi gülenini
Sevdanın yediverenini,
Yarin bir pencere açılmış
Yol kenearında selvi ardıcı gibi gelenini,
Sevginin gül açanını,
Hasretin umutsuzluğun
Gelir geçenini sığdıracaksın
Doğumla ölüm arasına.

YOK ÖYLE
Karanlık odalarda, alat samat
Gecekondu sevdalarda yaşama.
Sana giydirilmiş olan
Tüm tabulardan soyunup,
Öyle çiçekleyeceksin ki yolu
Tüm kirlerden yunup
Eşkıya isyan türküleri gibi oturacak
Gırtlağının her boğumuna hayat
Karadeniz ormanları gibi deli dolu

Yağmur yemiş sabahlar
Lekimşaha durmuş gökler
Gün vurmuş çayırlı çimenli
Küçük tepeler gibi uyanacaksın gün doğumuna.
Seheri sevmeli,
Gündüzü çiçeklemeli,
Yıldızlamalısın akşamı.

Yüreğine al her anı
Yüreğinle yaşa,
Akıp giden zamanı.
Öyle,
Çamura yatmış mandalar gibi,
Geviş getirmek olmaz;
Nakış nakış işlemelisin yaşamı.

Evde,
Hapiste;
Savaşın en sıcak
En cafcaflı yerinde:
Kırk yerinde kırk yara
’Aşk olsun çocuk,
Aşk olsun! ’’demeli, hayat sana:’

Gün batımına ulaşırsan eğer,
O gün yediğin ekmeğe,
İçtiğin suya,
Soluduğun havaya,
Yani sana verilmiş olana
Dokuz çekmeli sevdan.

Alın teri olmalı içinde;
Sevgi, çalışma ve bilgi olmalı
Her harfi,
Her hecesi,
Her cümlesi
İçten ve namuslu olmalı.
Yürürken,
Gülümsemen görünmeli ardından.

İSTEDİN Mİ
Kene gibi yapışacaksın.
Kızdın mı,
Köpek gibi kapışacaksın hasmınla.
Yıldırım gibi düşeceksin
Kavganın orta yerine.
Çıngılar sıçrayacak nalından,
Atını sürdüğün yerde.
Yelesi yalım yalım…

Acını, sancını ve sevgini
Karıştırıp merhem edeceksin;
Açılan yaralarına.

Zalim se
Sanma ki onlar insandır
Zulümse
Onlar körşeytandır
Ölümse
Gören gözleri oyanlardır.

Onlar cin
Onlar hin
Onlar hain
Onlar ki kin
Onlar sevdanı yarım koyanlardır.

Onlar yalan,
Onlar talan,
Onlar soyan,
Yarını eli böğründe koyan
Onlar ki kan ile doyanlardır

Küfürün,
ağza alınmamışını
Hiç üstü açılmamışını;
En edepsizini edeceksin,
Haine, ikiyüzlüye;
Namussuza, işbirlikçiye, vurguncuya.

Çün ki
Onlar öç
Onlar göç
Onlar suç
Onlar kan,
Onlar intikam.
Onlar ninniler, masallar, yalanlardır.
Onlar ki:
Çoluğun çocuğunun hayalini,
Çocukluk düşlerini çalanlardır.

Ama güzel olanın,
Ama senden,
İnsandan
Ve daim olanın
Kavgasını vermeli ki;
Karavana atışlarla
Vurmasın sevdan seni.

Bütün sokaklar sustuğunda,
Dünün ve yarının unutulduğu yerde;
Şu yukarıdakiler,
En yüksek skorla yenerken hayatı;
Ateşe vereceksin riyanın namussuzun şehrini.

Bir türkü söylemelisin,
Yarına yaratana dair, yepyeni.
Taşlara kayalara kazmalısın
Kimsenin yazmadığı hikâyeni.
Sen yazmalısın
Kavganın da sevdanın da en güzel şiirini

SÖVDÜN MÜ
Sözün en perdesizini
En edipsizini edeceksin küfrün
Arsıza, yüzsüze, namussuza, kaburgasıza.
Öyle avına sarılmış engerek gibi
Damla damla akıtacaksın zehrini

ÇÜNKİ:
Onlar beter,
Onlar heder
Onlar gaddar,
Onlar hunhar,
Düşümüzü uykuda,
Barışı goncada vuranlardır.

Biliriz onların neyin dalı,
Kimin malı olduğunu;
Kimin kavalı olduğunu biliriz.
Sana ağlamak bile yasakken,
Biliriz bunca özgürlüklerini nereden bulduğunu.

Küfürün,
Ağza alınmamışını
Hiç üstü açılmamışını;
En edepsizini edeceksin,
Haine, namussuza, işbirlikçiye, vurguncuya.

Tüm ihtimallerin yolu kesildiğimde,
Soracaksın, sorulmaz olanı;
Bilinmez olanı bulacaksın.

Yola düşen bir çiçek gibi,
Karanlığı delen
Çoban ateşleri gibi çıkaracaksın;
Belânın, felaketin içinden umudu.

VERECEKSEN
Güze ermiş
Ağaç gibi silkeleyeceksin dallarını.
Ellerin titremeyecek.
Alıç gibi dökülecek
Çorap gibi söküleceksin.
Hiç bir hesabı kitabı olmayacak verişinin.

GÜLDÜN MÜ
Güldün mü
Günebakan çiçeği gibi
Ana kucağı gibi açılmalısın.
Bir gök dolusu yıldız
Bir tarla çiğdem gibi saçılmalısın;

Güldün mü
Ay çatlasın hasetinden.
Bulutlar yarılmalı
Karanlıklar yırtılmalı orta yerinden.
Güldün mü
Sular seller gibi akacak sesin;
Bahara duracak duyanın yüreği.
Güldün mü
Karanfil kokacak nefesin.

SEVDİN Mİ
Sarmaşıklar gibi sarılacaksın.
Yok öyle
Bakmaya kıyamam,
Korkarım dokunmaya tarzında;
Sadaka sevgilerle,
Uyarı levhalarıyla sevişme.
Sarıldınmı,
Kırılacak beli,
Kapıyı çalmadan girip içeri;
Nefessiz kalacak sevgili.

Giydirilmiş üniformaları çıkarıp,
Kovacaksın öğretilmiş korkuları.
Bozacaksın ezberleri,
Ters yüz edeceksin.
Özgür ve sana özgü;
Anadan üryan,
Çırılçıplak kalacak sevgin.

Güz yaprakları
gibi olmayacak birlikteliğin
Bakışlarınla çiçeğe duracak
Yârin yanağı.
‘Sevgilim!
Sevdalım!
Kara eriğim, kiraz dalım!
Yayla balım! ’ diyeceksin;
Kan oturacak dudağına yarin..

SEVDİN Mİ

Tepeden tırnağa
Sırılsıklam olacaksın sevgiden,
Bir milim kare yeri kalmayacak
Öpülmedik hayatın.

HAYAT BU BİR TANEM;
Ağlamak da var,
Gülmek de üzülmek de var.
Ayrılık da var hayatta, ölmek de.
Her şey hayat dediğin yolun içinde.

Bazen yan yanalar,
Bazen biri birini kovalar.
Her üçü de insanca.
Hepsi bu koşunun,
Hepsi bu oyunun,
Hani elin kanamış gibi gülün içinde

AĞLAMAK AYIP DEĞİL
Bazen
Doymuş bulutlara döner insan.
İşte o zaman;
Utanıp, ar etmeyeceksin ağlamaktan.

Ökzüler gibi böğürecek,
Yağmur gibi
Dolu gibi döküleceksin.
Yer gök inleyecek feryadından.

Salya sümük olacaksın;
Salacaksın gözyaşlarını.
Bulutlar terleyecek gamından kasvetinden.

Yüreğinden sıkılacak;
Gamın, kasvetin,
Derdin, kederin.
Yağmur sonrası güneşe durmuş yaylaya dönecek yüzün.

Buharlaşacak hasretin,
Yaz karı gibi eritip,
Bırakıp gideceksin öylesine.

Çimlere, çiğdemlere dönecek;
Elmaya al,
Peteğe bal
Görülmedik hal olacak gözyaşın.

BİLİYOR MUSUN?
Belki de bir bestenin orta yerinde
Hani kopmuş gibi bağlamanın alt teli
Düşünmeyiz,
Hatırlamak istemeyiz
ammaaa…

ÖLMEK DE VAR HAYATTA
O da yaşamın içinde.

Hani Her şey
Onu unutturmak için nedense.
Ama
İstesen de, istemesen de
Belki de en olmadık zamanda
Apansız kapanır son perde;

Ölüm de var yani;
Hadi,
Özgür ol;
Doğduğun gibi,
Olduğun gibi,
Güldüğün gibi hani.

HADİ NE DURUYORSUN,
HAYATA GÜLÜMSE!
Bölüş,
Paylaş.
Nedir
Bu kin,
Bu garez;
Neden bu telaş.
Madem ki sonu yokluk sonu ölümse.

Verecek gülün yoksa;
Gülüşün de mi yok be canımın içi,
Günaydın de,
Gökte alkım
Ben düşmüş salkım gibi gülümse! !

ÖLÜMÜ DE CİDDİYE ALACAKSIN HANİ
Asla teslim olmayacaksın
Korkulara,
Korkuluklara.
İsyan edeceksin;
Yasaklara,
Kulplara
Kalıplara,
Buyruğa
İtaate.
Ne emir, ne emirber;
Başkaldıracaksın yasağa yulara
İsyan edeceksin
Köleliğe, tutsaklığa, esarete.

Adının asiye,
Adın dinsize
Adının iblise çıkacağını bile bile.

Başkaldıracaksın
Meleklikten, Asi kör Şeytana;
Âdemlikten, hayvana;
Cennetten kovulman da olsa bedeli.

Uyup değişime,
Eytişime,
Diyalektiğin kurallarına,
Dönüşüme hazır;
Egzotik limanlara yelken açmaya
Tam tekmil hazır
Alesta tutacaksın gemini.

Kar, fırtına, dolu ve deprem ve dinginlik;
Cennet ve cehennem;
Ateş ve su,
Zehir zıkkım ve bal;
Güzellik, zarafet ve çirkinlik;
Gece ve gündüz ve aydınlık ve karanlık;
Aydın ve cehalet;
Hain, lâin, nankör ve vefa,
Kin, garez, öfke ve savaş ve barış;
Ve diri ve ölü

Sevgi, aşk ve nefret;
Ezen ve ezilen;
Kulluk ve özgürlük;
İhanet, sadakat
Ve kahpenin dölü;

Hiç kimsenin yapamayacağı,
Renk, desen, resim, müzik ve sessizlik.
Hiç kimsenin
Bu kadar karıştıramayacağı
Ve bir arada tutamayacağı;
Bir telaş, bir curcuna.

Hepsi,
Ama hepsi yan yana.
Karşıtı ve kendisi;
Biri varsa yaşıyor diğeri.
Ne anlatıyor bu sana?

Ve bunların bir parçasıysan sen,
Hiç çıkarmayacaksın aklından
Gelsin de bulsun diye beklemeyeceksin,
Öyle köşende ölümü.

Asla teslim olmayacaksın;
Direneceksin,
Diz çökmeyeceksin
En belâlısına ecelin.

Kara dertlere koyacak,
Yok, edecek cellatını duruşun.
Eriyecek kahrından
Yüreğindeki kurşun.

Ulu çınarlar gibi devrileceksin,
Dimdik ayakta dururken hani.
Boynundaki kement titreyecek;
Deli olacak, döşündeki bıçak kederinden.

Öldün mü
Yasa duracak dağlar taşlar,
Selam duracak cellâdın.
Semah dönecek gökteki kuşlar,
Kılınırken namazın.
Eğilmeden,
Bükülmeden,
Çözülmeden,
Teslim olmadan vereceksin son nefesini.

Yani
İpi dolanmalı boynuna şeytanî kumpasların,
Hainin, işbirlikçinin.
Kesilmiş dalda ki bir Japon gülü gibi
Son nefesinde açmalı
Çiçeklerin en karanfili
En kızılı, en güzeli.

Bulutlar ağlamalı derdinden,
Yer yarılmalı,
Gökler kararmalı hasretinden.
Direneceksin,
Şeytanı bile titreten Cehennem azaplarına,

Aklı çıkacak,
Çat diye çatlayacak orta yerinden,
Uykusu kaçacak kuyunu kazmış olanın.
Dayanacaksın
Cellâdın en acımasız gazaplarına.

Destanın yazılmalı,
Adın taşlara, yüreklere kazılmalı.
Kıyamet günü Allah’tan
Yüzün suyu hürmetine şefaat dilemeli
Arkandan gelenler.

Dikleneceksin,
Azrail’in en azgınına kafa tutacaksın.
Sen varmadan,
Namın gidecek ahret’e

Saf saf dizilip,
Tiril tiril ipekliler içinde
Huriler beklerken yolunu;
Seni selâmlamak için bir birini ezecek
Cennet’tekiler, yevmili kıyamettekiler.
Esenlemek için yoluna çıkacak,
Cennet sabahlarında melekler.
Yoluna çıkacak zamansız ölmüş anneler
Kucağında Viatnamlı, Hiroşimalı bebekler

Sevdan silecek akan yaşları.
Menekşeler bitecek
Öpülmemiş dudaklarının düştüğü yerde.
Yaralarını saracak gözyaşları.

Ölürken de güleceksin;
Tıpkı bir ağaç gibi gülüşün
En güzel çiçeğini son nefesinde.

ÖLECEKSEN,
Ölünmez öyle durduk yerde
Sevdanın kavgasında,
Umudun siperinde öleceksin.
Ayakta alkışlanmalısın,
Kapanırken son perde.

KORKMA
Bu kadar karardığına havanın.
Bakma,
Kurşundan ağır
Şeytandan günahkâr olduğuna zamanın.

Ay yola çıkmış geliyor güzelim,
Üstünde kar beyaz gelinliğiyle.
Bir kere
Tohum düşmüş,
Bir kere ışık vurmuş,
Sevda değmiş ana rahmindeki güle.

Çatlayacak ağrıdan,
Göğsünde süt sızısı ceylanın.
Ha doğdu, ha doğacak.
Karnı burnunda,
Hem de aşka ışığa
Güneşe hamile
.
Haydi, canımın içi,
Bahtın açık,
Bilgin sırdaşın
Ve alın terin kardeşin
Sevgin yoldaşın ola

Haydi sevgili,
Gören derviş ol
Soran keşiş ol
Korkutmasın seni riyanın dili
Ne karıncayı küçük gör
Ne gözünde büyüt fili
Hadi düş yola

Güle güle.,
canımın içi güle
Şu elini belini yolunu yurdunu çiçekle
Hadi bir tanem
Rast gele.

MAHMUT NAZİK 17.01. 2007 MERSİN

Mahmut Nazik
Kayıt Tarihi : 21.6.2008 16:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Asi Karikatürist Necva Kıyak
    Asi Karikatürist Necva Kıyak

    Öldünmü de,
    Adam gibi ölmelisin.
    Öyle köşende.
    Gelsin de bulsun diye beklemeyeceksin,

    ---------
    yaşadığının anlamı olsun
    haklısın çok anşamlı güzel bir şiirdi usta kaleminden dökülen
    tam puan az

    Cevap Yaz
  • Fatma Durna
    Fatma Durna

    SÖVDÜN MÜ
    Sözün en edipsizini,
    En perdesizini söyleyeceksin;
    Arsıza, yüzsüze, kaburgasıza.


    Sizi tanıdığıma ve şiirlerinizi okuma şansı bulduğum için kendimi şanslı sayıyorum.
    Ne kadar güzel ve anlamlı bir şiir.
    Şiirin hem ahengi hem teması alıp götürüyor okurken....
    Kutluyorum Mahmut bey...

    Cevap Yaz
  • Ülkü Sarıoğlu Zümrüdüanka Mavi Melek
    Ülkü Sarıoğlu Zümrüdüanka Mavi Melek

    'Öyle sakız çiğner gibi,
    Öyle çeşmeden su içer gibi;
    Hani öylesine,
    Bir uğradım işte,
    Gelip geçer gibi değil.
    Olmaz öyle,
    Löke çökmüş develer gibi,
    Hayatı geviş getirme. 'Tebrik ederim...Mükemmel akıcı kusursuz bir eser olmuş...Saygı ve selamlarımla...'

    Cevap Yaz
  • Ergin Bingöl
    Ergin Bingöl

    Göklerden,
    Düşlerden,
    Düşüncelerden indireceksin
    Bilgiyle büyüyüp,
    Sevgiyle büyütüp,
    Erdeminle
    Büyüleyeceksin yaşamı.
    Bu dizeler ve diğerleri hepsi çok çok güzel, yaşama sevinci ve yaşamı algılama gücü o kadar duyarlı ve anlamlı betimlenmişki dizelerde, bana sadece kutlamak düşer dost yürek, kutlarım. Sevgilerimle esen kalın!(10on+ant)

    Cevap Yaz
  • Nermin Kılıçoğlu
    Nermin Kılıçoğlu


    ahmed arif -ce ;sev-iş te,söv-üş te ,bunca sahi resmedilir ancak..

    ...

    ÖTEKİ-likle sarmalanmak
    Yeşil denizlere gebedir toprak,

    -kıpraşır...

    GÜN-eş tir ona,

    -kapatır perdeleri; bulutlar,
    -Birlikte doğar; gelincikle -buğday...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Mahmut Nazik