hava nasılda soğuk,
buz tutuyor gözyaşlarım
bulutlar sarmış doruklarını dağların
bacalardan çıkan duman bulutlara el verirken
içimi kanatırcasına tütüyor
yüreğimde özlem yüklü acılar
Honaz, Pamukkale, İncirlipınar
Karahayıt, Şahintepesi,Göğceköy, Buharkent
her bir yerinde sevdam tütüyor Denizli'nin
kışın ayazında, sabahın erken bir saati
insanlar süzülüyor kent merkezine
otobüs durağında üşüyor bir can paresi
karşı kaldırımda yanmakla donmak arası bir beden
içim kanıyor ığlım ığlım,
ben yanıyorum...
göz pınarlarım akıyordu kaldırımlarına Denizli'nin
akşam dönüşünü bekliyorum titrek bir yürekle
nasıl da evecen akşamın karanlığı,
dönüşünü göremiyorum
göremiyorum sevdamın
sabahın ayazında halaçlar'a gidiyorum
duvarına dayanıyorum bir mezarlığın
görürüm umuduyla,
Bütün mevtalar ve Tanrı tanıktır ki
görürüm umuduyla titreyerek bekliyorum
sis bulutu kapatıyor her yanı,
göremiyorum
dağdan aşağılara doğru sis bulutu çökmüş
göz gözü görmüyor,
sisin içinde kayboluyor umutlarım
bütün soğuklar, bütün sıcaklar içimi kuşatıyor
sıtma nöbetine tutulmuş gibi
bir yanım donuyor, bir yanım yanıyor
göremiyorum
bana gelme demiştin.. geldim işte
bir şiirimde ''Toprağın mezarım olsun'' demiştim
beni sevdan çekiyor, beni toprağın çekiyor
rahmine almak için Denizlinin
şimdilik hoşça kal can paresi
kısmetse, yine geleceğim
geleceğim can paresi
Kayıt Tarihi : 30.3.2013 16:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!