Keşke bu kadar zalim esmeseydi rüzgarlar
Eğilmez sandığım dallarım eğildi
Yerlerde sürünen bir fidan oldum.
Sıcacık bir gökyüzüydü istediğim
Şeffaf ve aydınlık..
Güneşin özlemiyle kavruldum durdum
Gölgeler düştü hep üzerime
Sonunda karanlıklara mahküm oldum.
Sere serpe büyüyebilmek için
Ayakta durabilmek için
Sağlam topraklara ihtiyacım vardı
Olmadı...
Gövdesinden sarsılan bir ağaç oldum.
Güz yağmurlarına düşürdüm yapraklarımı
Düşen yıldırımlar gövdemi ortadan yardı
Kabuğum çürüdü, içim boşaldı
Benden geriye kof bir kütük kaldı
Meltemlerle devrilen bir ağaç oldum.
Ateşte yanacak kadar bile odunum kalmadı
Toplasam bir kutu kibrit çöpü çıkmaz varlığımdan
Ama bir kibrit dünyayı yakabilir hırsından
Keşke bu kadar zalim esmeseydi rüzgarlar
Bin asırlık hayat olmaktı hayalim
Şimdi kurudu, yeşeremedi filizlerim
Devrilip yıkılan bir çınar oldu hayatım
13 Ocak 2009
Emine GençKayıt Tarihi : 14.1.2009 16:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ABLAM...(EMİNE ABLAMA) Ağaclar sallanır yıkılmaz ablam, Gül yüzün solmasın gülsün hep ablam, Cansın sen canan,üzmesin ablam, Hayatın seni ezmesine,izin verme ablam, Hüznün tutsak biliyorum,acıya ekme ablam, Saflığın temizliğindendir,çirkinleri seçme ablam, Döktüğün gözyaşları,meltem olsun gönlünde ablam, Güller susuz,sen sevgisiz kalma ablam, Cocuk yüregin,şen şakrak hep maviye açsın ablam, Suskunlukların bahar olsun,fide versin ablam, Tükeniyorum desende şiirlerinde sen tükenmeyeceksin ablam, Kır kelepceyin zincirini,vuslata yelken aç ablam, Bir kadın tanıdım görmesemde,yüreği güzel ablam, Ben sana can verdim can özümden sen kabul et ablam, Şiirlerinde teselli buldum,seni bende gördüm,merhaba ablam, Bu kardeşin,hep yanında bunu bil olurmu ablam... ..................................Hüseyin AKÇAM ..................................16.01.2009-SAAT.03:16 _____________ Bir Hayata Tutunmayı Denedim, Beceremedim.. Yavaş yavaş tükenip, uzatmaları oynadığım anlardayım. Yüzüme bakanlara acıyla tebessümü bir arada sunuyorum. Kaçmak istediğim sorular sarıyor etrafımı. Bulduğum ilk boşluktan atlıyorum. Sıralara, ağaçlara kazıdığım ismini koluma kazıyorum jiletlerle, yüreğimdeki acıdan eksik kalmasın diye. Zihnimde son konuşmamızı andıran bir ses, kulak zarımı patlatmaya meyilli. Yorgunum.. Biraz da ürkek.. Şimdi herkesten kaçma zamanı. Özellikle de aşktan. Uğruna şiirler, romanlar yazılan, türlü çılgınlıklar yapılan aşkı merak ederdim. O buldu beni. Yüzüme gülümsedi, mutluluk bende saklı dedi. Kandım. Nereden bilirdim her aşkta bir sinsilik olduğunu. Anladığımda çok geçti. İşte o an yalnızlığımın ağladığını gördüm ilk defa. Oysa en zor anlarımda yanımdaydı hep. Bense onu iki kara göz için terk etmiştim. Pişmanım.. Biraz da ağlamaklı.. Ceplerime doldurduğum kırık umutlarımı saklamaya çalışıyorum. Ceplerimden taştıklarında anlıyorum ne kadar çok olduklarını. Gitmek istiyorum uzaklara. Kimsenin, hiçbir kötülüğün olmadığı uzak diyârlara. Yüreğimdeki acıların benimle beraber geleceklerini hatırlayınca biraz daha kırılıyorum. Şaşkınım.. Biraz da isyankâr.. Tüm suskunluğuna inat haykırıyorum. Dudaklarımdan dökülen anlamsız kelimeler, kendimi en iyi ifade biçimim. Ağzımdan çıkan her söz, içinde adının geçtiği küfürlere dönüşüyor. Ve her gidişin adice olduğunu daha iyi anlıyorum. Suçluyum.. Biraz da masum.. Çocukken uğruna her şeyimizi feda edebileceğimiz elma şekeri gibiydi gülüşün. Hazırdım kendimi feda etmeye, anlamadın. Bir vedayı çok görüp gittin. Sessizce gitmenin erdem olduğunu zanneden ahmaklardan bir farkın olmalıydı. Yaşananların hatırına söylenecek birkaç söz dilinden dökülmeliydi. Bir elveda demeliydin. Demedin. Gittin.. Belki de önceki aşkının intikamını benden aldın. Yarı yolda bırakıldığın gibi beni de bıraktın. Şimdi bir sokak ortasında çaresiz kaldım. Annesini kaybedip, şaşkınlıkla etrafına bakınan çocuğu oynuyorum. Bütün korkularım gün yüzüne çıkıyor. Dokunmasın kimse, yoksa ağlarım. Kızgınım.. Biraz da çaresiz.. Anlamsız düşüncelerle bir başımayım şimdi. Sana söyleyemediğim sözlerimin namlusu bana dönüyor. Alnımdan vurayım kendimi diyorum. İntihar değil, kendimin katili olmak istiyorum. Yapamıyorum. Bıraktığın hüzünlere sarılıp uyuyorum şimdilerde. Gördüğüm her kâbusun öznesi oluyorsun. Yüklemlerinde gitmek geçiyor. Hani haykırmak isteyip de sesimizin çıkmadığı kâbuslar gibi, konuşamıyorum. Ve o birkaç saniye ömrümün katili oluyor. Çekingenim.. Biraz da paranoyak.. Hüznümden yapılma satırlar yazıyorum sana. Uğruna döktüğüm gözyaşlarımın oluşturduğu sularda yüzdürüyorsun gemilerini. Bir tükenişe sebep olan insanlar listesinde geçiyor adın. Göğe doğru açıyorum ellerimi. Yağmur değil, kan yağıyor. Verilen sözlerin tutulmayışına şaşırmıyorum artık. Güvensizliğin had safhasındayım. Kime inansam, elinden hançeri eksik olmuyor. Bu yüzdendir sırtımı insanlara değil duvara yaslamalarım. Safım.. Biraz da kör.. Sabıkalı olduğum aşklardan sorguya çekiliyorum. Kırdığım her kalp yalancı şahitlik yapıyor. İdama mahkum edilişimle başlıyor hikâye. Celladım olmanla sona eriyor. Baltayı indirirken yüreğimden dökülen kelimelerle aydınlanıyor gece. Ama söylemeye dilim varmıyor.. __._alıntı,_.___ __________________ http://fikir.dergisi.info/ Yayınlanma tarihi:Şubat 2009 / 5.sayı

Ağaclar sallanır yıkılmaz ablam,
Gül yüzün solmasın gülsün hep ablam,
Cansın sen canan,üzmesin ablam,
Hayatın seni ezmesine,izin verme ablam,
Hüznün tutsak biliyorum,acıya ekme ablam,
Saflığın temizliğindendir,çirkinleri seçme ablam,
Döktüğün gözyaşları,meltem olsun gönlünde ablam,
Güller susuz ,sen sevgisiz kalma ablam,
Cocuk yüregin,şen şakrak hep maviye açsın ablam,
Suskunlukların bahar olsun,fide versin ablam,
Tükeniyorum desende şiirlerinde sen tükenmeyeceksin ablam,
Kır kelepceyin zincirini,vuslata yelken aç ablam,
Bir kadın tanıdım görmesemde,yüreği güzel ablam,
Ben sana can verdim can özümden sen kabul et ablam,
Şiirlerinde teselli buldum,seni bende gördüm,merhaba ablam,
Bu kardeşin,hep yanında bunu bil olurmu ablam...
..................................Hüseyin AKÇAM
..................................16.01.2009-SAAT.03:16
TÜM YORUMLAR (2)